MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil... ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:KARARDavacı vekili, dava konusu ... parsel sayılı taşınmazlarda 38376/171072'şer hissenin ... adında bilinmeyen kişi adına kayıtlı olduğunu, TMK'nun 713/2. maddesinde yer alan kazanma koşullarının davacı lehine oluştuğunu açıklayarak, söz konusu hisselerin iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulüne, ... parsel sayılı taşınmazlarda ... adına kayıtlı bulunan hisselerin tamamının iptali ile bu hisselerin davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava kazanmayı sağlayan zilyetlik, TMK'nun 713/2. fıkrasında açıklanan tapu kütüğünde maliki kim olduğu anlaşılamayan hukuki sebebine dayalı olarak açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Kanunun açıkça izin verdiği hallerden biri de TMK'nun 713/2. maddesindeki düzenlemelerdir. Anılan maddede, "aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılmayan ya da hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir" hükmüne yer verilmiştir. Kanunun açık hükmü dikkate alındığında tapu sicilinden malikin kim olduğunun anlaşılamaması hali; taşınmaz malın sahibinin kim olduğunun bilinmesine yarayacak, kimliğini ortaya koyacak gerekli bilgi ve belgelerin tapu sicilinden (kütüğünden) çıkarılmasının imkansız olmasıdır. (Yargıtay HGK'nun ... sayılı ilamları). Genel olarak, gerekli dikkati gösteren herkesin kayıtlarda malikin kim olduğunu anlayamayacağı hallerde tapu sicilinde yazılı olan malikin bilinmediğinin kabulü gerekir. Ayrıca "tapu kütüğünde malik sütununun boş bırakılması, silinmesi ve yeniden yazılmaması, soyut ve nam-ı mevhum adına (mevcut olmayan hayali kişi) yazılması, hiç yaşamamış ve kaydının herhangi bir yerde bulunmamış olması, malik adının müphem, yetersiz ve soyut gösterilmiş olması gibi durumlarda malikin kim olduğunun anlaşılamadığı kabul edilir. Başka bir anlatımla, tapu kütüğünden kim olduğu anlaşılamayan malik, tanınmayan, hatırlanmayan, adresi tespit edilemeyen, kendilerine tebligat yapılamayan, mirasçıları belirlenemeyen, uzun yıllar önce ölmüş ya da taşınmış bir şahıs değildir.Somut olayda; dava konusu ... parsel sayılı taşınmazların paylı mülkiyet hükümlerine göre, ... ve ... adına kayıtlı olduğu, anılan parsellerin tapulama tutanakları incelendiğinde, taşınmazların 38376/171072'şer payının ... adına 25.10.1953 tarihinde tespit ve tahdidinin yapıldığı, itiraz edilmeksizin 25.08.1954 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edildiği anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmazlara ilişkin tapulama tutanaklarının edinme sütunlarında tapuda kayıtlı bu parsellerin ... ve ... malları olup ... parsellere ayrılarak halen zilyet ve tasarruflarında bulunduğu gerekçesiyle adlarına tespit edildiği yazılıdır. ...'in adının tapulama tutanaklarında açıkça yazılı olduğu görülmektedir.Hal böyle olunca; tapulama tutanağındaki açıklamalar ve iptali istenen tapu kaydına göre kayıt maliki ... tanınan, bilinen ve yaşamış bir kişi olup maddede yazılı koşulların gerçekleştiğini kabule olanak bulunmamaktadır. Mahkemece, bu hususlar dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonunda yasal ve yerinde olmayan gerekçelerle kayıt malikinin bilinmeyen kişi olduğundan hareketle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 20.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.