Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17200 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 8919 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Aile MahkemesiDAVALILAR : ... vs.DAVA TÜRÜ : Değer Artış Payı ve Katılma Alacağı... ile ... ve müşterekleri aralarındaki değer artış payı ve katılma alacağı davalarının kabulüne dair ... 5. Aile Mahkemesi'nden verilen ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:KARARDavacı ... vekili, evlilik birliği içinde davalı ... adına edinilen taşınmaz yönünden ziynetlerle yaptığı katkı nedeniyle 5.000,00 TL değer artış payı alacağı, 10.000,00 TL katılma alacağının davalılardan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 17.12.2014 tarihli dilekçe ile talep miktarını artırarak toplam 28.864,00 TL alacağın davalılardan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.Davalı ... ve ..., davanın reddini savunmuştur.Davalı ... vekili, taşınmazın muris babasından kalan para ile alındığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulü ile, 9.600,00 TL değer artış payı alacağı, 19.264,00 TL artık değere katılma alacağı olmak üzere toplam 28.864,00 TL alacağın davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.1. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2. Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK m. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir.Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK m. 229) ve denkleştirmeden (TMK m. 230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK m. 219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK m. 231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK m. 236/1). Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur. Artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değerleri esas alınır (TMK m. 227/1, 228/1, 232 ve 235/1). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir. Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK m. 222).Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır. Somut olaya gelince; eşler, 06.08.2004 tarihinde evlenmiş, 27.09.2011 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m. 10, TMK m. 202/1). Tasfiyeye konu ... parsel 5 nolu bağımsız bölüm eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 09.11.2007 tarihinde satın alınarak davalı eş adına tescil edilmiştir. Taşınmazı davalı eş 15.01.2010 tarihinde annesi ...'a satmış, ... da taşınmazı 13.01.2011 tarihinde kardeşinin eşi ...'a satmıştır. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m. 179). Taraf beyanları, tanık beyanları, banka kayıtları ve tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, Ziraat Bankası hesap hareketlerine göre, davalı ...'ın babası ...'ın vefat ettikten sonra hesabında bulunan 16.972,31 TL paranın 25.04.2006 tarihinde çekildiği, takiben 16.05.2006 tarihinde davalı ...'ın vadeli hesabına 5.000,00 TL para yatırdığı, davalı ...'ın da 30.05.2006 tarihinde vadeli hesabına 11.972,00 TL yatırdığı, davalı ...'ın hesapta daha öncesinde 9.216,45 TL para olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, davalı ...'in 05.11.2007 tarihinde hesabından çekilen paranın taşınmazın alınmasında kullanıldığının ve davalı ...'ın kişisel malı olduğunun kabulü yerindedir. Ancak davalı ...'ın 05.11.2007 tarihinde hesabından çekilen 27.097,03 TL'nin bir kısmının babasından miras kalan para olduğu anlaşılmasına rağmen bunun denkleştirmesinin yapılmaması hatalı olmuştur. Tüm bu açıklamalara göre, taşınmazın alınmasında kullanıldığı anlaşılan davalı ... tarafından verilen 19.921,64 TL ile birlikte davalının babasından kalan ve 30.05.2006 tarihinde hesabına yatırdığı 11.972,00 TL'nin de davalı ...'ın kişisel malı kabul edilerek davalı yararına denkleştirme yapılarak artık değere katılma alacağına karar verilmesi gerekirken fazla alacağa hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarda 2. bentte gösterilen sebeplerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA; diğer temyiz itirazlarının yukarda 1. bentte gösterilen sebeplerle reddine, ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 493,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 19.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.