MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti ... ve ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki muhdesatın tespiti davasının kabulüne dair ... 21. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı ... vekili ve davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar vekili; taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesi davasına konu ... parsel sayılı taşınmaz üzerindeki tek katlı yapının vekil edenleri tarafından 4 katlı bina haline getirildiğini açıklayarak, tek katlı yapı üzerine yapılan 2., 3. ve 4. katların vekil edenleri ve davalı kardeşleri ... tarafından yaptırıldığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalılardan ..., ... ve ... , taşınmaz üzerinde zemin kat üzerine yapılan binanın davacılar Selahattin ve ... ile davalı ... tarafından yaptırıldığını açıklamışlar, davalı ... ise binanın mirasbırakan tarafından yaptırıldığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu ... parselde bulunan arsa üzerindeki tek katlı yapı üzerine yapılan 2., 3. ve 4. katların davacılar ..., ... ve davalı ... tarafından yaptırıldığının tespitine, davalılar ..., ... ve ... ... davayı kabul ettiklerinden ve davanın açılmasına sebebiyet vermemiş olduklarından, harç, yargılama ve vekalet ücretinin davalı ...'dan tahsiline karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.1- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacılar vekili ve davalı ... vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2- Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;Dosya içeriğinden; davacı tarafın, dava dilekçesi ve talep sonucunun açıklanmasına ilişkin ... tarihli dilekçesinde; dosya arasında mevcut bilirkişiler Ali Hakanoğlu, .//..Hasan Şahin tarafından müşterek tanzim edilen ... havale tarihli bilirkişi raporu ve ... havale tarihli ek raporunda dava konusu taşınmaz üzerinde kısmi bodrum (kömürlük), zemin (3 adet dükkan) ve 4 normal kat (her normal katta 2'şer daire) olarak belirtilen yapının, kısmi bodrum ve zemin kat haricinde 1., 2., 3. ve 4. katların kendileri ve davalı Mahmet Balçık tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi isteminde bulundukları anlaşılmıştır. Başka anlatımla, davacılar dava konusu taşınmaz üzerinde tek katlı yapı olarak bildirdikleri kısmi bodrum ve zemin kat haricinde üzerinde bulunan 1.,2., 3, ve 4. katlarda bulunan dairelerin meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece, tek katlı yapı üzerine ilave edilen yapının davacılar tarafından meydana getirildiği belirtilerek davanın kabulüne karar verildiği görülmüş ise de, hükmün 1. fıkrasında "... parselde bulunan arsa üzerindeki tek katlı yapı üzerine kurulan 2., 3., ve 4. katların davacılar ve davalı ... tarafından yaptırıldığının tespitine" karar verildiği, kısmi bodrum ve zemin kat üzerinde bulunan 1. kat hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği görülmüştür. 6100 sayılı HMK'nun 297/2 maddesine göre taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi, infaza elverişli biçimde hüküm kurulması zorunludur. Mahkemece, dava konusu tek katlı yapı üzerine yapılan 2., 3., ve 4. katlar hakkında hüküm verilmiş ise de; dava ve talep sonucunu açıklayan dilekçeler içeriği, bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde taşınmaz üzerinde tarafların da kabulünde olan kısmi bodrum ve zemin kat dışında sonradan yapılan 4 normal katın bulunduğu sabittir. Hal böyle olunca, tüm deliller birlikte değerlendirilerek elde edilecek sonuca göre dava konusu taşınmaz bölümleri ile ilgili infazda kuşku oluşturmayacak şekilde, taşınmaz üzerinde bulunan dava konusu kısmi bodrum ve zemin kat üzerindeki 1. kat hakkında da olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm oluşturulması doğru görülmemiştir.2- Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK'nun 326/1.maddesi uyarınca Kanunda yazılı haller dışında yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Kanunda yazılı hallerden birisi hiç şüphesiz Yasa'nın 312/2. maddesidir. Bu madde hükmüne göre davalı taraf davanın açılmasına sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderinden sorumlu değildir. Hemen belirtmek gerekir ki; anılan maddenin uygulanabilirliği, bu iki koşulun birlikte gerçekleşmesine bağlıdır. Somut olayda, davanın reddine karar verilmesini savunan davalı ...'ın yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerekeceği kuşkusuzdur.Ancak, dava konusu muhdesatların üzerinde bulunduğu ... parsel sayılı taşınmaz davacılar ve davalılar adlarına paylı mülkiyet şeklinde kayıtlıdır. (Kesinleşen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ... sayılı hükmü ile) Davanın değeri ise muhdesatların davalıların paylarına isabet eden değeridir (zemin bedeli hariç). Buna göre, yargılama sonucunda hüküm altına alınan nispi karar ve ilam harcı ile aynı şekilde 6100 sayılı HMK'nun 326/2. maddesi uyarınca yargılama giderinden ve davacı yararına takdir edilen vekalet ücretinden davalı ...'ın tapu payı oranında sorumlu tutulması gerekirken; muhdesatın bütün değeri üzerinden hesaplanan nispi karar harcı, yargılama gideri ve avukatlık ücretinden davalı ...'ın sorumlu tutulması doğru olmamıştır. .//..SONUÇ: Davacılar vekili ve davalı ... vekilinin temyiz itirazları yukarıda (2.) ve (3.) bentlerde açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, tarafların diğer temyiz itirazlarının (1.) bentte yazılı sebeplerle yerinde görülmediğinden reddine, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 4.041,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara ve davacılara ayrı ayrı iadesine, 19.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.