Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17138 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 23984 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İstanbul 11. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 07/05/2013NUMARASI : 2011/849-2013/486M.. T.. tarafından mirasçılık belgesi istemi ile açılan davasının reddine dair İstanbul 11. Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 07.05.2013 gün ve 849/486 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:KARARTalep eden davacı M.. T.. vekili Fatih 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2008/188 Esas sayılı dosyasında verilen yetkiye istinaden 1502 ada 3 parsel sayılı taşınmazın maliki olarak adı geçen Mehmet oğlu Yusuf'un mirasçılarını gösterir veraset ilamının tarafına verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, Mehmet oğlu Yusuf'un kimlik bilgilerine ulaşılamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde talep eden davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Talep, mirasçılık belgesi istemine ilişkindir.Mahkemece miras bırakanın nüfus kayıtlarına ulaşılamadığı ve mirasçılarının tespit edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; varılan sonuç doğru olmadığı gibi hükmün gerekçesi de yasal düzenlemelere uygun düşmemiştir.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 30.maddesi hükmünde doğum ve ölümün nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunabileceği, nüfus kütüklerinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde gerçek durumun her türlü delille kanıtlanabileceği açıklanmıştır. Hukukumuzda çekişmeli yargıya tabi davalarda taraflarca hazırlama ilkesi geçerli olup, Hakim tarafların talepleri ile bağlıdır. Hakim, talepte bulunan tarafların iddia ettiği olaylar ve ileri sürdüğü deliller ile yetinerek karar vermek zorundadır. Çekişmesiz yargıya tabi davalarda ise re'sen araştırma prensibi egemendir. Hasımsız açılan ve çekişmesiz yargıya tabi olan davalarda verilen kararlar kesin hüküm teşkil etmediği gibi bu kararlar açılacak bir iptal davası sonucunda değiştirilebilir veya ortadan kaldırılabilir.Somut olaya gelince, dosya kapsamında mirasçılık belgesi istenen ve kayıt maliki olduğu anlaşılan Mehmet oğlu Yusuf'un nüfus kaydının bulunamadığı anlaşılmaktadır.Az yukarıda açıklanan hukuksal olgu dikkate alındığında hasımsız açılan mirasçılık belgesi verilmesi davalarında mirasçılığın her türlü delille kanıtlanabileceği, bir mahkemenin verdiği yetkiye dayanılarak açılan davalarda mahkemece mirasçılık belgesi istenen kişinin namı müstear veya hiç yaşamadığı belirlenmedikçe davanın reddine karar verilemeyeceği kuşkusuzdur. O halde davanın yetki belgesine dayanılarak ve ispat imkanı kısıtlı üçüncü kişi tarafından açılmış olduğu gözönüne alınarak, mahkemece yetki verilen asliye hukuk dosyası getirilmeli, dosya arasında mevcut dava konusu taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde belirtilen Fatih 2. Asliye Hukuk Hakimliği'nin 1281/646 sayılı yazısı ile hükmen tescil kararına ilişkin dosya istenmeli, tanık dinlenmeli, mirasçısı olduğu belirtilen kişiler varsa nüfus kayıtları için Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nden istenmesi, miras bırakanla soy bağı araştırılmalı, bütün aramalara rağmen mirasçısı bulunamaz ise TMK'nun 501. maddesi gereğince son mirasçının Hazine olduğu düşünülmelidir.Böyle bir araştırma yapmadan yersiz gerekçelerle talebin reddine karar verilmesi isabetsiz, talep eden davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün İİK'nun 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarıncaBOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın davacıya iadesine 25.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.