MAHKEMESİ : Kadirli Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 20/03/2013NUMARASI : 2012/548-2013/209İ.. E.. ile O.. E.. ve müşterekleri aralarındaki veraset belgesi düzenlenmesi davasının görev yönünden reddine dair Kadirli Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 20.03.2013 gün ve 548/209 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalılardan İ.. E.. vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A R Davacı dava dilekçesinde, 1911 doğumlu murisi A. E.'in 1994 yılında vefat ettiğini açıklayarak mirasçılarını gösterir veraset belgesi düzenlenmesini istemiştir.Mahkemece, istek mirasçılık belgesinin iptaline ilişkin olup görev Asliye Hukuk Mahkemesine ait bulunduğundan davanın reddine karar verilmiştir: Hüküm, mirasçı İ.. E.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; davacı 18.10.2011 tarihli dava dilekçesinde murisi A.. E..'in mirasçılarını gösterir veraset belgesi düzenlenmesini istemiş olup; mahkemece, 18.11.2011 tarih ve 2011/975-876 Esas Karar sayısı ile düzenlenen veraset belgesine ilişkin karar İ.. E.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nin 14.06.2012 gün ve 2012/ 2126 – 4617 Esas, Karar sayısı ile ''miras bırakan A.. E..'in K. İlçesi, A.Köyü ... cilt, .... hanede nüfusa kayıtlı olduğu, Kadirli Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 1994/465-494 Esas ve Karar sayılı mirasçılık belgesinde geride çocukları Halime, Ömer, Hanife ve Fatma'nın kaldığı belirtilmiş ve bu mirasçılık belgesinin iptal edilmediği anlaşılmakla nüfus kayıtlarına ve mevcut delil durumuna göre mirasçılık belgesinin verilmesi gerektiğinden'' bozma sevk edilmiştir. Bilindiği üzere ve kural olarak, kamu düzenini ilgilendiren tahdidi durumlarda aynen olmak üzere Mahkeme'nin Yargıtay bozma kararına uyulmakla taraflar yararına usuli kazanılmış hak doğar ve mahkemece bozma kararında belirtilen esaslar çerçevesinde araştırma ve inceleme yapmak ve hüküm vermek yükümlülüğü ortaya çıkar. Mahkemece Yargıtay bozma kararına uyulduktan sonra bozmanın dışına çıkılarak karar verilemez. Öte yandan, daha önce alınmış mirasçılık belgesi var iken, yasal veya atanmış mirasçılardan herhangi birinin talebi ile Sulh Hukuk Mahkemesi'nce mirasçılık belgesi düzenlenmesi ve düzenlenen veraset belgeleri arasında çelişki bulunması halinde açılacak veraset belgesinin iptali davası ile kesin veraset ilamı düzenlenmesi mümkündür. Bu halde, mahkemece, dava dilekçesinin ve Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nin Bozma ilamının kapsamı göz önünde tutularak toplanan delillerin sonucuna göre veraset belgesi düzenlenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.Kabule göre de, HMK'nun 177 ve mülga 1086 sayılı HUMK'nun 84. maddesine göre tahkikatın sona ermesine kadar davanın ıslahı mümkün ise de, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu'nun 04.02.1948 gün ve 10-3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği üzere bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün bulunmadığından; bozma ilamından sonra mahkemeye verilen ıslah dilekçesine göre davaya veraset belgesinin iptali davası olarak devam etmek de mümkün bulunmamaktadır. Mirasçı İrfan Engin vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerindedir. Kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK'nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, 25.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.