Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 17127 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 22220 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : Gaziantep 7. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 11/06/2013NUMARASI : 2013/196-2013/430R.. K.. ve müşterekleri ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının husumet nedeniyle usulden reddine dair Gaziantep 7. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 11.06.2013 gün ve 196/430 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili ile Hazine vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARARDavacılar vekili, dava konusu 463 ada 30 parsel sayılı taşınmazın ½ payının müvekillerinden Yasemin adına, 1/2 payın ise Osman kızı Ayyuş adına tescilli olduğunu, ne varki; 1/2 pay maliki Osman kızı Ayyuş'un kim olduğu bilinmediğinden bu şahıs adına olan ½ payın 70-80 yılı aşan zilyetlik nedeniyle TMK’nun 713/2. maddesinde yazılı olan tapu kütüğünden “malikinin kim olduğunun bilinmemesi” nedenine dayanarak bu payın iptaliyle vekiledenleri adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı Hazine vekili, davacılar lehine zilyetlikle kazanma koşulları gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, Hazine'nin pasif dava ehliyeti bulunmadığından husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Toplanan deliller ve dosya kapsamından, davacılar "maliki tapu kaydından anlaşılamayan" hukuki sebebine dayalı olarak tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuşlardır. Kural olarak, tapu iptali ve tescil davalarında, dava, kayıt malikine, kayıt maliki ölüyse mirasçılarına yöneltilerek açılır. Davacılar vekili, dava dilekçesinde, davalı olarak kayıt maliki Osman Kızı Ayyuş'u göstermemiş, davayı doğrudan Hazine'ye yöneltmek suretiyle açmıştır. TMK. nun 713/2. fıkrası gereğince, açılan davalarda Hazine, TMK.nun 501. maddesi uyarınca son mirasçı sıfatıyla hasım gösterilmektedir. Yine; TMK.nun 713/2. maddesinde belirtilen hukuki sebeplerden birine dayanılarak açılan davalarda, bu tür davaların niteliği ve özelliği gereği husumetin yargılama sırasında tamamlanması mümkündür. Hal böyle iken, mahkemece, bu eksikliğin yargılama sırasında yerine getirilerek tarafların delilleri toplanıp sonucuna göre işin esası hakkında bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerindedir. Kabulü ile hükmün şimdilik sair hususlar incenlenmeksizin 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının incelennmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde iadesine 25.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.