Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17087 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 23708 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Suluova İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 01/10/2013NUMARASI : 2013/30-2013/40Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARARAlacaklı tarafından başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte şikayetçi borçlu A.. S.. ipotek borçlusu ve kredi kefilidir.İİK'nun 150/1. maddesinde; Borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakdi veya gayrinakdi bir krediyi kullandıran tarafın ibraz ettiği ipotek akit tablosu kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva etmese dahi, krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafa ait cari hesabın kesilmesine veya kısa, orta, uzun vadeli kredi hesabının muaccel kılınmasına ilişkin hesap özetinin veya gayrinakdi kredinin ödenmiş olması nedeniyle tazmin talebinin veya borcun ödenmesine ilişkin ihtarın noter aracılığıyla krediyi kullanan tarafa kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adrese gönderilmek suretiyle tebliğ edildiğini veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığını gösteren, noterden tasdikli bir sureti icra müdürlüğüne ibraz ederse, icra müdürü 149. madde uyarınca işlem yapar....düzenlemelerine yer verilmiştir. Bu hüküm bankalar lehine konulmuş ve borçlunun durumunu ağırlaştırıcı niteliktedir. İtiraz edilmeyen bir ihtarname ile alacaklar 68'deki belge veya ilam niteliği kazanmaktadır. A.. S..'in kredi sözleşmesinde ve ipotek tablosundaki adresi Amasya olduğu halde, ihtar tebligatı "Suluova/Amasya" olarak çıkartılmış ve bila tebliğ dönmüştür.Somut olayda limit ipoteğine dayanıldığı halde İİK'nun 150/1. maddesinde açıklandığı şekilde kredi sözleşmesi ve ipotek tablosundaki yazılı adreslere usulüne uygun tebligat çıkarılmadığı anlaşılmaktadır.Bu nedenle İİK'nun 150/1 maddesi koşullarında yapılan takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 25.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.