Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17016 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13818 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Nevşehir Aile MahkemesiTARİHİ : 10/12/2013NUMARASI : 2013/402-2013/768İ.. K.. ile N.. G.. aralarındaki alacak davasının reddine dair Nevşehir Aile Mahkemesi'nden verilen 10.12.2013 gün ve 402/768 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı İbrahim, davalı eşine düğünden önce 5.000-TL para verdiğini, 1.500-TL düğün ve sair masraflar için masrafta bulunduğunu açıklayarak toplam 6.500-TL alacağın boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı Nurcan, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacının bağışlamanın geri alınması şartlarının oluştuğunu ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Dava, Nevşehir Asliye Hukuk Mahkemesi'ne açılmış; Nevşehir 2.Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından dava konusu uyuşmazlığın taraflar arasındaki boşanma ile sona eren mal rejiminin tasfiyesi kapsamında çözüme kavuşturulması gerektiği gerekçesiyle 29.01.2013 tarihinde görevsizlik kararı verilmiş, karar 30.05.2013 tarihinde temyiz edilmeden kesinleşmiştir. Dava, evlilik öncesi verilen paranın ve düğün masrafının tahsiline yönelik alacak davasıdır. O halde; evlilik öncesine ait bu talep, Borçlar Kanunu'ndan kaynaklanan uyuşmazlık niteliğinde olup, mal rejiminin tasfiyesi ile ilgili değildir. Bu tür davaların çözümü Yargıtay’ın istikrar kazanmış uygulamasına göre, 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi gereğince Aile Mahkemesi'ne değil, genel mahkemelere aittir. Görev, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında dikkate alınır. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin temyiz edilmeksizin kesinleşen görevsizlik kararı bu nedenle doğru değildir. Aile Mahkemesi'nce de bu husus gözden kaçırılıp dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilerek, dava dosyasının görevli ve yetkili Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesi kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilmek suretiyle hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.SONUÇ: Davacının temyiz itirazlarının bu nedenle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 30.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.