Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16995 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 8701 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Aile MahkemesiDAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil, Olmadığı Takdirde Katılma Alacağı... ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde katılma alacağı davasının reddine dair ... 11. Aile Mahkemesi'nden verilen ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A RDavacı ... vekili, ... parselde bulunan 16 nolu bağımsız bölümün evlilik birliği içerisinde satın alındığını açıklayarak mal rejiminin tasfiyesi ile 1/2 oranında tapu iptal-tescil, olmadığı takdirde alacak isteğinde bulunmuştur.Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, tarafların boşanma davasının açılmasından hemen önce davalının kişisel malı niteliğindeki dairenin satılmasından elde edilen paranın iki ayrı daire almak için bir müteahhide ödendiği, dolandırıldıklarının anlaşılması üzerine müteahhidin taraflara 75.000-TL ödemesi konusunda anlaştıkları ve 28.000-TL nakit paranın 75.000-TL'den mahsup edilmek üzere nakden davalıya verildiği, geri kalan 47.000-TL için davacıya senet verildiği ve davacı tarafından bu paranın tahsil edildiği fakat davalı ile paylaşılmadığı ve davacıda kaldığının belirlenmiş olması nedeniyle, tarafların daha mal rejimi sona ermeden aralarındaki edinilmiş malların tasfiyesi konusunda anlaştıkları ve tasfiyeyi gerçekleştirdikleri kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.İddianın ileri sürülüş şekline göre; dava, mal rejiminin tasfiyesi ile artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir. Artık değere katılma alacağı, eklenecek değerlerden (TMK 229) ve denkleştirmeden (TMK 230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere eşin edinilmiş mallarının toplam değerinden bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin yarısı üzerindeki diğer eşin hakkıdır.Dosya içeriğine, toplanan delillere, taraf beyanlarına göre, eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 2000 yılında satın alınarak davalı eş adına tescil edilen dava dışı meskenin satışından elde edilen 55.000-TL ile yine dava dışı iki adet meskenin satın alınmak istenildiği ancak satıcı ile anlaşılamaması üzerine verilen bedelin 75.000-TL olarak iadesi hususunda anlaşıldığı, bu miktarın 28.000-TL'sinin davalı eşe elden verildiği, kalanın davacı eşin payına düştüğü, dava konusu 16 nolu bağımsız bölümün alımında davalı eşe düşen 28.000-TL olan kişisel mal niteliğindeki paranın da kullanıldığı anlaşılmıştır. Buna göre mahkemece dava konusu 16 nolu bağımsız bölümün satın alım tarihindeki sürüm değeri konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla belirlendikten sonra, bu miktarın kişisel ve edinilmiş mallarla karşılanan miktarları oranlanarak, bulunacak bu oranların tasfiye tarihi olan sonra verilecek karar tarihindeki sürüm değeri yine konusunda uzman bilirkişi tarafından belirlendikten sonra, bu miktarla çarpılıp davalının kişisel malı çıktıktan sonra kalan miktarın edinilmiş mal olduğunun kabulü ile az yukarıda açıklanan Yargıtay ve Dairemizin yerleşmiş ilke ve esasları göz önünde bulundurularak davacı eşin artık değere katılma alacak miktarının belirlenerek hüküm kurulması gerekir. Bu yön gözetilmeksizin dosya içeriğine ve yasaya uygun olmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 27,70 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 15.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.