MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : İstihkakYukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz edenler tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A RDavacı-karşı davalı 3. kişi vekili, ... 7. İcra Müdürlüğü’nün ... sayılı dosyası üzerinden ... tarihinde yapılan haciz sırasında haczedilen malların müvekkiline ait olduğunu, müvekkili şirket ile borçlu şirketin ticari adreslerinin farklı olduğunu, aralarında herhangi bir ticari ilişki mevcut olmadığını, müvekkil şirketin adresinin borçlu şirketin önceki adresi olup, takip tarihinden çok zaman önce borçlunun yeni bir adrese taşındığını, haczedilen taşınırların davacı üçüncü kişinin zilyetliğinde bulunmasının da zaten mülkiyet karinesi için yeterli olduğunu savunarak davanın kabulü ile menkuller üzerindeki haczin kaldırılmasını, tasarrufun iptaline yönelik karşı davanın ise reddini talep etmiştir. Davalı-karşı davacı alacaklı vekili, davacı ile takip borçlusu şirket arasında adresler, ortaklık yapıları ve iştigal konuları bakımından organik bağ bulunduğunu, aralarında danışıklı işlemler yaparak alacaklıdan mal kaçırmaya çalıştıklarını savunarak asıl davanın reddini, tasarrufun iptaline yönelik karşı davasının ise kabulünü talep etmiştir.Mahkemece, davacı şirket ile borçlu şirketin ortaklarının aynı kişiler olduğu, borçlu şirketin mahcuzları davacıya muvazaalı olarak sattığının alınan bilirkişi raporuyla da belirlendiği, davacı şirket ile borçlu şirketin aynı iş kolunda faaliyet gösterdikleri, ödeme emri ve diğer tebligatların haciz yapılan adreste borçluya tebliğ edilmiş olduğu gerekçesiyle asıl davanın reddine, mallar borçluya ait olduğundan haczin devamına, karşı davanın kabulüne, tasarrufun muvazaalı olduğu dosya kapsamıyla sabit olduğundan iptali ile, tasarruf konusu mallar üzerinde alacaklının alacak ve ferilerini karşılar miktarda haczin ve takibin devamına, mahcuzların değerinin %15 oranında tazminatın davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine karar verilmiştir. .//.. Kararı davacı- karşı davalı 3. kişi vekili temyiz etmiştir. Asıl dava, üçüncü kişinin İİK'nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak; karşı dava alacaklının İİK'nun 97/17. maddesi gereğince açtığı tasarrufun iptali talebine ilişkindir.1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı 3. kişi vekilinin aşağıdaki bentlerin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2-Davacı 3. kişi vekilinin takdir edilen vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Vekalet ücretinin, karar tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hacizli malların değeri ile alacak miktarından hangisi az ise onun üzerinden nispi olarak hesaplanması gerekir. Somut olayda, alacak miktarının hacizli malların değerinden az olması dikkate alındığında, avukatlık ücretinin alacak miktarı üzerinden hesap edilmesi gerekirken Mahkemece yanlış hesaplama yapılarak alacaklı lehine daha fazla vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır. 3-Davacı 3. kişi vekilinin takdir edilen tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; İİK'nun 97/13 maddesinde "istihkak" davası üzerine takibin talikine karar verilip de neticede dava reddolunursa, alacaklının alacağından bu dava dolayısıyla istifası geciken miktarın %20'sinden aşağı olmamak üzere davacıdan tazminat alınmasına hükmolunacağı kurala bağlanmıştır. Somut olayda ise, takibin durdurulmasına karar verilip, infaz edildiğine dair dosyaya yansıyan bir bilgi olmadığı halde davalı alacaklı yararına tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş, kararın tazminata ilişkin kısmının bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 4- Davacı-karşı davalı 3. kişi vekilinin karşı dava olarak açılan tasarrufun iptali davasının kabulüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Tasarrufun iptali davasının amacı, bir alacağı ödememek için, mal varlığını azaltıcı veya artışını önleyici nitelikte, borçlu tarafından yapılan tek taraflı hukuki işlemler ve fiillerle, borçlunun amacını bilen veya bilmesi gereken kişilerle yaptığı tüm hukuki işlemleri alacaklının alacağı ile sınırlı olarak hükümsüz sayarak işlem konusu mal veya hak üzerinde borçluya aitmiş gibi cebri icraya devam edilerek alacaklının alacağını almasına imkan sağlamaktır.İptal davası, icra hukuku yönünden alacaklıya alacağını tahsil olanağı sağlayan nispi nitelikteki yasadan doğan bir dava olup, tasarrufa konu malların aynı ile ilgisi yoktur. İİK'nun 283/1. maddesine göre, tasarrufun iptali davasını açan davacının tasarrufun iptali davası sabit olduğu taktirde, bu davaya konu teşkil eden mal üzerinde, cebri icra yolu ile alacak miktarı kadar hakkını alma yetkisini elde eder ve söz konusu malın haczedilmesini ve satışını isteyebilir.Davacı-karşı davalı üçüncü kişi vekili tarafından açılan istihkak davasının reddine karar verilmiştir. Davanın reddedilmesi ile, haczedilen mal üzerindeki haciz de kesinleşmiştir. Alacaklı icra takip işlemlerine devam ederek malın satışını isteyebilir. HMK'nun 114/1-4. maddesinde hukuki yarar dava şartı olarak düzenlenmiştir. Hukuki yararın davanın açıldığı tarih itibariyle mevcut olması yeterli olmayıp dava sonuçlanıncaya ve karar kesinleşinceye kadar hukuki yararın devamı gerekir.Mahkemece, üçüncü kişinin açtığı istihkak davasında, davanın reddine karar verildiğinden, davalı-karşı davacı alacaklı vekili tarafından açılan tasarrufun iptali davasında, başlangıçta mevcut olan hukuki yarar ortadan kalkmıştır. .//..Açıklanan nedenlerle, tasarrufun iptali davasının hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı- karşı davalı 3. kişi vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2,3 ve 4 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı-karşı davalı 3. kişi vekilinin vekalet ücretine tazminata ve karşı davaya yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı-karşı davalı 3. kişi yararına BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 915,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 14.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.