Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16899 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 26267 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Zilyetliğin Korunması... ile ... ve müşterekleri aralarındaki zilyetliğin korunması davasının görev yönünden reddine dair ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARARDavacı vekili, davaya konu ... parsel sayılı tarlaların müvekkilinin zilyedliğinde olduğunu, davalıların sözkonusu parsellere müdahalede bulunduklarını, haksız saldırı nedeniyle uğradığı zararın 4.500,00-TL olduğunu açıklayarak, haksız müdahalenin önlenmesi ile 4.500,00-TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına karar verilmesini istemiştir. Davalılara dava dilekçesi tebliğ edilmemiş, dosya üzerinden karar verilmiştir. Mahkemece, Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Çözümlenmesi gereken sorun, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, TMK'nun 683. maddesine dayalı elatmanın önlenmesi davası mı, yoksa TMK'nun 981 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması davası mı olduğu hususunda toplanmaktadır.Bilindiği üzere ve kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nun 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise TMK'nun 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler. Kişilerin, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki üstün zilyetlik iddiasına veya taraflar dışında başkası adına tapuda kayıtlı bir taşınmazdaki tapu kaydına ya da gayri menkul satış vaadi sözleşmesine dayanmayan, kişisel hakka dayalı üstün zilyetlik iddiası durumunda, davanın 4721 sayılı TMK'nun 981 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması davası olacağı kuşkusuzdur. Somut olayda; her ne kadar Mahkemece, davanın taşınmaz mülkiyetine dayalı olarak açılan ve taşınmaza yapılan el atmanın önlenmesi davası olduğu, H.M.K'nun 2.maddesi gereği el atmanın önlenmesi davalarında Asliye Hukuk Mahkemeleri'nin görevli olduğu gerekçesi ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş ise de, eldeki davada, davacı ya da murisi adına kayıtlı bir taşınmaz yoktur. Davacı; dosya arasında bulunan ecrimisil ihbarnamelerinden mülkiyetinin ...'ye ait olduğu anlaşılan yerlerdeki zilyetliğine yapılan müdahalenin önlenmesi talebinde bulunmaktadır. -//-Bu durumda; az yukarıda yapılan açıklamalar ışığında ve 6100 sayılı HMK'nun 4/c maddesi uyarınca davaya bakmakla görevli mahkemelerin Sulh Hukuk Mahkemeleri olacağı hususu gözetilmeden, mahkemece davacının davasının görev yönünden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK'nun 440/III-3 bendi gereğince Yargıtay Daire ilamına karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde davacıya iadesine 13.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.