Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16897 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 24181 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Bafra İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 03/10/2013NUMARASI : 2012/102-2013/154Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı ve davalı taraflarından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR Borçlu aleyhine Bafra 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi'nin 2007/240 esas 2009/ 322 karar sayılı ilamının, (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 2009/39952 esas ve 2010/16931 karar sayılı ilamı ile düzeltilerek onama), hüküm bölümüne dayalı olarak takip başlatıldığı, icra emri tebliği üzerine; borçlu vekili, İcra Mahkemesi'ne başvurarak; ıslahla arttırılan alacak kalemlerinin faizsiz tahsiline hükmedildiğinden, bu alacak kalemlerine, takip öncesi ve sonrası dönem için faiz istenemeyeceği, bu alacak kalemlerine işletilen ve işletilecek faizlerin ve bilahare icra dairesince yapılan dosya bakiye borç hesabının iptalini talep etmiştir. Mahkemece ilamda faiz hususunda hüküm bulunmadığı durumlarda, Yargıtayın süreklilik kazanan uygulamalarına göre ilam karar tarihinden itibaren yasal faiz oranları üzerinden faiz talep edilebileceği kuralı çer??evesinde, bilirkişi vasıtasıyla yapılan hesaplamaya göre karar verilmiş, hüküm alacaklı vekili ve borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. İlamların infaz edilecek kısmı, hüküm bölümü olup, hükmün içeriğinin aynen infazı zorunludur. Gerek icra dairesi ve gerekse sınırlı yetkili İcra mahkemesi ilamın infaz edilecek kısmını yorum yolu ile belirleme yetkisine sahip değildir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 08.10.1997 tarih ve 1997/12-517 E. -1997/776 K.; 22.03.2006 gün ve 2006/12-92 E.-2006/85 K.; 25.06.2008 gün ve 2008/12-451 E.- 2008/453 K. sayılı ilamları) Ayrıca ilamda faiz ve faizin başlangıcı konusunda bir hüküm bulunmaması halinde karar tarihinden itibaren yasal faiz istenebilir. Ancak, hükmün infazı için kesinleşmesi gereken hallerde, faizin, kararın kesinleşme tarihinden itibaren hesaplanması gerekir. (İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 24.11.1995 tarih 1994/2 Esas-1995/2 Karar sayılı kararı ve HGK'.nun 05.04.2000 tarih, 2000/12–739 Esas-2000/746 Karar sayılı ilamında vurgulandığı üzere) Somut olayda takip dayanağı ilamın Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nce düzeltilerek onanan hüküm bölümünde; açıkça ıslah ile arttırılan alacak kalemleri miktar olarak da gösterilerek, bu miktarların faizsiz olarak tahsiline hükmedildiği görülmektedir. Bu durumda, mahkemece, ilamın ıslah ile arttırılan alacak kalemlerinin faizsiz tahsil edileceğine dair açık hükmü nazara alınarak, yukarıda açıklanan Yargıtay uygulamasının somut olayda uygulanamayacağı ve ilam hükmünün yorumlanarak icra edilemeyeceği kuralları çerçevesinde, bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'.nun 366. ve 6100 sayılı HMK.'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alacaklı vekilinin temyiz isteminin bozma nedenine göre şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 24.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.