Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 16861 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 18391 - Esas Yıl 2016
MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Alacak... ile ... aralarındaki alacak davasında mahkemenin görevsizliğine dair ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ..., davalı ile 2011 yılında daire almaya karar verdiklerini ve bir inşaat firması ile davalı adına daire için anlaştıklarını, söz konusu dairenin 2013 yılında taraflara teslim edildiğini, kredi ve kendi imkanları ile 50.000,00 TL borcunu ödediğini, 2014 yılında boşandıklarını, davalının daireyi iş arakadaşına sattığını, satışından elde edilen paradan tarafına ödeme yapmadığını belirterek, 50.000,00 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ...'ye usulüne uygun tebligat yapılmış, davalı cevap dilekçesi sunmamış, duruşmalara iştirak etmemiştir.Mahkemece, davacının evlilik birliği içinde edinilen mala yönelik mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak talebinde bulunduğu, Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olmadığı, Aile Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; davacının davalı ile 2011 yılında daire almaya karar verdikleri ve bir inşaat firması ile davalı adına anlaştıkları, söz konusu dairenin 2013 yılında taraflara teslim edildiği, kredi ve kendi imkanları ile 50.000,00 TL borcu davacının ödediği, 2014 yılında boşandıkları, davalının daireyi iş arkadaşına sattığı, satışından elde edilen paradan kendisine ödeme yapmadığını belirterek alacak talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Alacağa konu ... parsel sayılı taşınmazda kayıtlı bulunan 7 nolu bağımsız bölümün, 17.01.2014 tarihinde satış yoluyla davalı eş adına tescil edildiği, tarafların 07.11.1999 tarihinde evlendiği, 05.11.2009 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşandıkları dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Tüm bu açıklamalara göre, taşınmazın boşanma davası açıldıktan sonra edinildiği, .//.davanın sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davası niteliğinde olduğu anlaşılmakla, davacının iddiası genel hükümlere dayalı (TBK m. 19 vd.) olup, mal rejiminin tasfiyesi kapsamında bir talep niteliğinde değildir. O halde, talep TMK 2. kitabından kaynaklanmadığından aile mahkemesi görevli olmayıp, uyuşmazlığın çözüm yeri 6100 sayılı HMK'nun 2.maddesi uyarınca belirlenecek Asliye Hukuk Mahkemesidir. Görev kamu düzeni ile ilgili dava şartı olduğundan (HMK m. 114/c) iddia ve savunma olarak ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önünde bulundurulur (HMK m. 115/1). Mahkemece davaya genel hükümler çerçevesinde bakılması gerekirken, aile mahkemesi görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarda gösterilen sebeplerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK'nun 440/3. maddesi gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve 29,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 12.12 2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.