Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16853 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 11316 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti... ile ..., ... ve ihbar olunan ... ... Bölge Müdürlüğü aralarındaki muhdesatın tespiti davasının kabulüne dair ... ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, K... Müdürlüğü tarafından yapılan kamulaştırma işlemine konu tapusuz taşınmazda vekil edeninin evi ve bahçesinin bulunduğunu, taşınmaz üzerindeki evin ve bahçe içerisindeki ağaçların vekil edenine ait olduğunun tespiti ile taşınmaz ve ağaçların bedellerinin tespitine, tespit dosyası tespit giderleri dahil vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalılar ... ve ... vekilleri; davanın reddine karar verilmesini savunmuşlar, ihbar olunan ... ... Bölge Müdürlüğü yargılama oturumlarına katılmamış savunmada bulunmamıştır.Mahkemece, davanın kabulü ile ... Mahallesi sınırları içerisinde bulunan ve tapuda kayıtlı olmayan, fen bilirkişisi ...'in 7.12.2015 tarihli raporu ve ekli krokisinde A-B harfleri ile gösterilen toplam 1264,27 m2 yüzölçümündeki taşınmaz üzerindeki ev, ağaç ve harçlı taş duvarın davacıya ait olduğunun ve zilyedinin davacı olduğunun, taşınmaz üzerinde bulunan ev, ağaç ve harçlı taş duvarın toplam değerinin 94.163,65 TL olduğunun tespitine, davalıların yasal hasım olmaları nedeniyle yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmesi üzerine; hükmün esası ,davalı ... vekili tarafından, yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik kısmı ise davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; davacının maliki olmadığı taşınmazda ihbar olunan Karyolları Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırma işlemi nedeniyle, kamulaştırma öncesi davacı tarafından inşa edilen ev ile dikilen ağaçların davacıya aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir.26.0...2004 gün ve 5177 sayılı Kanun'un 3... maddesi ile 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 19. maddesine eklenen ek fıkra hükmünde "Başkası adına tapulu, sahipsiz ve/veya zilyedi tarafından iktisap edilmemiş yerin kamulaştırmasında binaların asgarî levazım bedeli, ağaçların ise 11. madde çerçevesinde takdir olunan bedeli zilyedine ödenir" denilmektedir. Bu hükümle başkası adına tapulu veya tapusuz bir taşınmazın kamulaştırılması halinde, taşınmazda malik olmayan ancak üzerindeki muhdesatı meydana getiren kişilere muhdesatın kamulaştırma bedelinin kendisine verilmesini sağlama amacıyla tespit davası açma hakkı tanınmıştır. Gerçekten de; 07.12.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmazın iki parçadan ibaret olduğu, A harfi ile gösterilen yerin orman kadastrosuna göre orman sayılmayan alanda, B harfi ile gösterilen yerin orman kadastrosunda orman sayılan alanda kaldığı belirtilmiş, ancak; söz konusu ev ve ağaçların dava konusu taşınmazın kamulaştırılan bölümünde kalıp kalmadığı konusunda tereddüt oluşmuştur.Bundan ayrı, 17.12.2015 havale tarihli orman bilirkişi raporunda; davaya konu A harfi ile gösterilen yerin 1980 yılından önce orman vasfını kaybettiği orman sayılmayan yerlerden olabileceği, B harfi ile gösterilen bölümün ise orman sayılan yerlerden olduğu kanaatine varıldığının belirtildiği görülmüştür. Az yukarıda açıklandığı üzere, başkası adına tapulu veya tapusuz bir taşınmazın kamulaştırılması halinde, taşınmazda malik olmayan ancak üzerindeki muhdesatı meydana getiren kişilere muhdesatın kamulaştırma bedelinin kendisine verilmesini sağlama amacıyla tespit davası açma hakkı tanınmış ise de, kamuya ait mera, yaylak, kışlak, genel harman yeri, orman, aktif dere yatağı niteliğindeki taşınmazların özel mülkiyete konu olamayacakları, bu taşınmazların zilyetlikle edinilemeyecekleri, bu nedenle de bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde meydana getirilen muhtesatlara hukuki değer verilemeyeceği gözönünde bulundurulmamıştır.Hal böyle olunca; Mahkemece kamulaştırmaya ilişkin evraklar ve kroki de eklenerek, taşınmazın hangi kısmının kamulaştırmaya konu olduğunun belirlenmesi, fen bilirkişi tarafından düzenlenen 07.12.2015 tarihli bilirkişi raporu ve ekindeki krokisi ile 04.12.2015 havale tarihli inşaat ve ziraat bilirkişiler tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda gösterilen muhdesatların, kamulaştırma krokisi ve 17.12.2015 havale tarihli orman bilirkişi raporu ile çakıştırılarak, muhdesatların bulunduğu bölümün kamulaştırılıp kamulaştırılmadığının tespit edilmesi ve muhdesatların orman olan kısımda kalıp kalmadıklarının belirlenerek, bu hususları gösterir rapor alınması, bu şekilde davacının tespit davası açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığının denetlenmesi, orman olan kısımda kalan muhdesatlar açısından az yukarıda açıklanan nedenlerle tespit kararı verilemeyeceğinin düşünülmesi gerekmektedir. Mahkemece, açıklanan şekilde araştırma ve incelemeler yapılmadan eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle, yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin hükmün yargılama gideri ve vekalet ücreti bölümüne yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 29,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 12.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.