Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16627 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 12010 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti... ile ... ve müşterekleri aralarındaki muhdesatın tespiti davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine dair ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:KARARDavacı, taraflar arasında görülen ortaklığın giderilmesi davasına konu ... parsel ile ... parsel ve ... parsel sayılı taşınmazlar üzerinde bulunan muhdesatların kendisi tarafından meydana getirildiğini açıklayarak adına tespitine karar verilmesini istemiştir.Davalılar, davacının tespit isteğine konu evin tüm kardeşlerin katkısı ile yapıldığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.Mahkemece, davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile, dava konusu ... parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan tek katlı meskenin %64,62'sinin, ... parsel sayılı taşınmaz üzerindeki garaj, depo ve tandırlığın davacı tarafından yaptırıldığının tespiti ile bu hususun tapu kaydının beyanlar hanesine şerh düşülmesine, ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki 2 adet ceviz ağacı ve bağ dışındaki ağaçların mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılar ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre; davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında olan temyiz itiazları yerinde görülmemiştir. 2-Davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;a-Davacı taraf, tarafların ortak mirasbırakanı ... adına bahçe vasfı ile kayıtlı olan dava konusu ... parsel üzerinde bulunan tek katlı yapının tamamının kendisi tarafından yapıldığının iddia etmiştir. Taşınmaz üzerindeki muhdesatın kim tarafından meydana getirildiğinin tespitine ilişkin davalarda; Mahkemece araştırılması gereken husus muhdesatın kim tarafından, hangi gelirlerle, kimin adına ve hesabına yaptırıldığıdır. Toplanan deliller ve dosya kapsamından, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarında dava konusu evin yapımı için tüm kardeşlerin ortak karar aldıkları ancak davacının refakatinde evin yapıldığının belirtildiği, davalı tarafça 25.03.2013 havale tarihli yapılan ödemeler ve ödemelerin dağılımı başlıklı adi nitelikteki belgelerin dosyaya sunulduğu, bu doğrultuda Mahkemece ek bilirkişi raporu alınmasına karar verildiği, 31.03.2014 tarihli inşaat ek bilirkişi raporunda ise evin yapımına davacı ve davalıların yaptıkları katkının oransal olarak hesaplandığı görülmüştür. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, dava konusu ... parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan tek katlı -//-yapının tamamının yalnızca davacının emek ve gelirleri ile yapıldığı ispatlanamadığından bahsi geçen muhdesat yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.b-22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi, eşya hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir.Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Muhdesat sahibinin hakkı sadece şahsi bir haktır. (TMK 722, 724, 729. md.ler) Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda güncel hukuki yararın varlığı ve iddianın ispatlanması halinde, muhdesatın davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar vermek gerekir. Açıklanan nedenlerle Mahkemece, 2 adet ceviz ağacı ve bağ dışındaki ağaçların mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesi doğru değildir. c-Diğer yandan, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun “Beyanlar” başlıklı 1012/2, 3. maddesine göre, taşınmaz mülkiyetine ilişkin kamu hukuku kısıtlamalarının beyanlar sütununa yazılması ve bu sütuna yazılabilecek diğer hususlar tüzükle belirlenir. Özel kanun hükümleri saklıdır. Tapu Sicili Tüzüğü'nün 60.maddesine göre de, kütüğün beyanlar sütununa, mevzuatın yazılmasını öngördüğü hususlar tarih ve yevmiye numarası belirtilerek yazılır. Söz konusu yasal düzenlemelere göre, her beyanın tapu kütüğünün beyanlar sütununda gösterebilmesi mümkün değildir. Bunun için, Türk Medeni Kanunu'nda ya da özel kanunlarda bu konuda bir hükme yer verilmiş olması veya Tapu Sicil Tüzüğü'nde bir düzenleme yapılmış olması gerekir. Mevzuatın yazılmasına izin vermediği bir belirtme kütüğün beyanlar sütununda gösterilemez. Türk Medeni Kanunu'nda düzenlenen, taşınmazın heyelan bölgesinde kalması(710 m), geçit hakkı(748 m), toprağın iyileştirilmesi(755 m), eklentiler(1012/1 m) ile özel yasalar arasındaki 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 41.maddesi, 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun değişik 7. maddesi, 3194 Sayılı İmar Kanunu'nun 11. maddesi, 3621 Sayılı Kıyı Kanunu'nun 12. maddesi, 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu'nun 22. maddesi, 2981 Sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına aykırı yapılara uygulanacak bazı işlemleri düzenleyen yasa uyarınca hak sahibine tahsis beyanları, 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 15. maddesi, 2924 Sayılı Orman Köylüsünün Desteklenmesine Dair Kanunu'nun 7. maddesi ve 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/II. maddesi tapunun beyanlar sütununa şerh verilmesine imkan veren yasal düzenlemelerden bir kısmıdır. Somut olay, tapunun beyanlar sütununa tescile imkanı veren yasal düzenlemelerden hiçbirine uymamaktadır. Bu itibarla, Mahkemece, hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan muhdesatların davacı tarafından yapıldığının tespitine karar verildikten sonra bu durumun tapu kaydının beyanlar hanesine şerh düşülmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda 2. bentte açıklanan nedenlerle davalılar ..., ... ve ...'ın temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının 1. bentte yazılı sebeplerle yerinde görülmediğinden reddine, taraflarca HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 148,25 TL peşin harcın istek halinde bir kısım davalılara iadesine 07.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.