Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16623 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 26252 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Zilyetliğin Korunması ... ile ... ve ... aralarındaki zilyetliğin korunması davasının reddine dair ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, .../... Köyü ... parselin bir kısmının, daha öncesinde ...'ne 49 yıllığına kiralandığını, ... tarafından, taşınmaz üzerindeki idari bina, malzeme deposu, WC, duş, bekçi kulübesi, kantar binası, kantar kulübesi, bekçi lojmanı, buğday depolamak için maydü binaları, trafo ve tesislerin vekil edenine satıldığını, yapılar arasındaki alanın da tarım ürünleri stoğu yapılması amacıyla köy tüzel kişiliği adına davalılara kiraya verildiğini, ancak davalıların, vekil edeninin satın almış olduğu ve vekil edeni tarafından yapılan tüm yapıları da kullanmaya başlayarak bu yapıların vekil edeni tarafından kullanılmasını engellediklerini açıklayarak davalıların haksız müdahalelerinin önlenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili, ... tarafından davacıya satılan bina ve benzeri bölümlerin herhangi bir maddi değerinin bulunmadığını, taşınmaz üzerinde maddi değer ifade eden trafo ve çelik siloların mülkiyetinin vekil edenlerine ait olduğunu, köy tüzel kişiliği tarafından taşınmazın üzerindeki tesislerle birlikte vekil edenlerine 30 yıllığına kiralandığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, dava konusu yerin mera vasfında olduğu, kamu malı niteliğindeki meralar üzerinde özel hukuk hükümlerine göre hak iktisabına yasal olanak bulunmadığı, bu nedenle davacının mera üzerindeki muhdesatların kendisine ait olduğu iddiasıyla elatmanın önlenmesi davası açamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi üzerine, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dava, ... parsel numaralı mera niteliğindeki taşınmaz üzerinde bulunan, davacının ...'nden satın aldığını iddia ettiği yapı ve tesislere yönelik tecavüzün önlenmesi isteğine ilişkindir. Davaya konu ... parsel sayılı taşınmaz mera nitelikli kamu orta malıdır. Meraların çıplak mülkiyeti ...'ye kullanım hakkı ise bağlı bulunduğu köy ya da belediyeye aittir. Eldeki dava gerçek kişiler arasında görülmekte olup ... ya da köy tüzel kişiliği davada .//..taraf durumunu almamıştır. Diğer yandan ... parselin zemininin mülkiyetine ilişkin herhangi bir uyuşmazlık da söz konusu değildir. ... ya da ilgili kamu tüzel kişiliğinin taraf olarak yer almadığı bu tür davalarda, davacı ve davalı tarafında bulunan gerçek kişiler arasında üstün hak yarışması yapılır ve üstün hakkını kanıtlayan lehine el atmanın önlenmesi hükmü kurulur. Bu itibarla mahkemenin, taşınmazın mera vasfında ve kamu malı niteliğinde bulunduğu, özel hukuk hükümlerine göre hak iktisabına yasal olanak bulunmadığı yönündeki ret gerekçesi yerinde görülmemiştir. Mahkemece; iddia ve savunma çerçevesinde toplanacak ve toplanmış taraf delilleri birlikte tartışılıp değerlendirilerek uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 07.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.