Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16621 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 25674 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti... ile ... ve müşterekleri aralarındaki muhdesatın tespiti davasının kabulüne dair ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalılar ... ve ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A R Davacı vekili, davaya konu ... parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 4 nolu evin vekiledeni tarafından yapıldığını açıklayarak sözkonusu evin mülkiyetinin vekil edenine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalılardan ... davayı kabul etmiş diğer davalılar ... ve ... davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine, hüküm davalılar ... ve ... vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur (47... s.lı TMK 684/1 m). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK 718 m). 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde kalıcı yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, şahsi bir hak olup (TMK 722, 724, 729 m.ler), sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Taşınmaz üzerindeki kalıcı yapı, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması (6100 s.lı HMK 106/2 m) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür, bu nedenle eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı .//..kabul edilmektedir. Hukuki yararının bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da re'sen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir (HMK 114/1-h, 115 m.).Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir.Somut olaya gelince; davacı vekilince, bir kısım davalılar tarafından davacı aleyhine ecrimisil davası açıldığı iddiası ile eldeki dava açılmış olup davaya konu taşınmaz hakkında ortaklığın giderilmesi davası, kentsel dönüşüm uygulaması ya da kamulaştırma işlemi bulunmadığından davacının tespit davası açmasında güncel hukuki yararının bulunduğundan söz edilemez. Davacı temyize konu tespit davasında ileri sürdüğü hususları eda davasında bildirebilir. Mahkemece hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine (HMK 115) karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esası incelenerek kabul kararı verilmesi isabetsiz olmuş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 280,55 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden ... ve ...'e iadesine, 07.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.