MAHKEMESİ : Bursa 2. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 18/03/2013NUMARASI : 2013/100-2013/530S.. G.. ile G.. U.. ve İ.. G.. aralarındaki mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesi verilmesi davasının kabulüne dair Bursa 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 18.03.2013 gün ve 100/530 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARARDavacı, davalılardan G..'ın Bursa 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'ne açtığı 2012/1853 Esas sayılı dava sonunda muris H.. G..'nın mirasçılarının davalılar G.. ve İ.. olduklarının belirlendiğini, oysa davacının da mirasçı olması gerektiğini açıklayarak TMK.nun 181/2. fıkrası gözetilmek suretiyle anılan veraset belgesinin iptali ile yeni veraset belgesinin verilmesini istemiştir.Davalılardan G.., davayı kabul etmiş, diğer davalı İ.., usule uygun tebligata rağmen duruşmaya gelmediği gibi bir cevap da vermemiştir.Mahkemece, "...Bursa 2.Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2012/1853 Esas 2012/1844 Karar sayılı veraset belgesinin iptaline ve tarafların miras bırakanı H.. G..'nın 6.5.2012 tarihinde ölümü ile mirası 4 pay kabul edilerek 2 payının davacı kızı S.. G..'ya, 1 'er payının ise murisin ölü kızı M..'ten olma torunları G.. (G..) U.. ile İ.. G..'ya aidiyetine" karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkeme, yazılı gerekçeyle veraset belgesinin iptaline ve yeni veraset belgesi verilmesine karar vermiş ise de, görev hususunun gözardı edilerek karar verildiği belirlenmiştir. Görev kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden gözönünde bulundurulur. Dava, HMK'nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra 23.03.2012 tarihinde açılmıştır. 01.10.2011 tarihinden önce yürürlükte bulunan HUMK'nun Sulh Hukuk Mahkemesi'nin görevini belirleyen 8/11-5. bendine göre "mirasçılık belgesi verilmesi hakkındaki isteklerle, bu belgenin değiştirilmesi veya iptali davalarına ... " bakar şeklinde olduğu halde 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren HMK.nun 1. maddesi uyarınca; "Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden" sayılır, hükmüne yer verilmiştir. Aynı Kanun'un 2. maddesinde ise, "dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesi" olduğunu vurgulamıştır. 6100 sayılı HMK.nun 4/1-ç bendine göre, "Bu kanun ile diğer kanunların, Sulh Hukuk Mahkemesi veya sulh hukuk hakiminin görevlendirdiği davalara Sulh Hukuk Mahkemesi bakar" yine aynı Kanunun, görevli mahkeme başlığını taşıyan 383/1. fıkrasında; "çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece Sulh Hukuk Mahkemesi" olduğu açıklanmıştır. Öte yandan genel hüküm niteliğinde bulunan TMK'nun 598/1. fıkrasında da, veraset belgesinin Sulh Hukuk Mahkemesi'nce verilmesi öngörülmüştür.6100 sayılı Kanun'un çekişmesiz yargı işleri başlığını taşıyan 382/1-c kısmının 6. bendine göre, mirasçılık belgesi verilmesinin Sulh Hukuk Mahkemesi'nin görev alanına girdiği ve çekişmesiz yargı kapsamına alındığı belirlenmiştir.Yukarıda açıklandığı gibi HUMK'nun 8/II-5. maddesi uyarınca mirasçılık belgesinin verilmesi, değiştirilmesi veya iptal davaları ile ilgili görev Sulh Hukuk Mahkemesi'ne verildiği halde, HMK.nun 382/2-c kısmının 6. bendine göre, Sulh Hukuk Mahkemelerinin sadece veraset belgesinin verilmesiyle ilgili istekler konusunda görevli olduğu anlaşılmaktadır. Anılan maddenin bu haliyle yorumlanmasında veraset belgesinin değiştirilmesi veya daha önce verilen veraset belgesinin iptali davalarının Sulh Hukuk Mahkemesi'nde bakılamayacağı ve bu mahkemelerin görevli olamayacağı sonucuna varılmaktadır. Kaldı ki, veraset belgesinin iptali davaları hasımlı olarak açılması zorunlu bulunduğundan çekişmesiz yargıdan çıkıp çekişmeli yargı haline geldiği de bir gerçektir. Bu durum karşısında HMK.nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra açılan eldeki dava bakımından HMK.nun 382/2-c kısmının 6. bendi uyarınca görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi değil Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu sonucuna varıldığından dava dilekçesinin görev yönünden reddine dosyanın görevli ve yetkili Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek hüküm kurulmuş bulunması doğru değildir.Davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılama giderleri ve vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HUMK'nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 04.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.