Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16479 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 24930 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (İcra Hukuk)DAVA TÜRÜ : İcra Takibine İtirazYukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARARDavacı 3.kişi vekili; ... İlçe Tarım Müdürlüğü'nden resmi olarak alınmış müvekkili adına kayıtlı bulunan sağın (inek) mallarının mülkiyetinin müvekkiline ait olduğunu bu nedenle haczin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı alacaklı vekili, davacı 3. kişi ve borçlunun aynı evde yaşadığını, istihkak iddiasının yerinde olmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, "... vekilinin 01/102012 havale tarihli dilekçesi ile şikayet ve itirazda bulunduğu, bu şekilde icra takibine yapılan itirazın süresinde olduğu, toplanan deliller, tarafların beyanı, tanık beyanları, icra dosyası içeriği ve tüm dosya kapsamına göre; davacının; İİK.nun 33 ve 33/a maddesi uyarınca ... İcra Müdürlüğü'nün ... sayılı dosyasının takibin geri bırakılması gerektiği" gerekçesi ile davanın reddine, borçlu hakkındaki icranın devamına karar verilmiş, karar davacı 3. kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir. Yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur. -//-HMK.m.297/2 fıkrası hükmüne göre “...hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir". Görüldüğü üzere gerekçeli kararın kısa karara uygun olması gerekir. Somut olayda davacı 3. kişinin talebi istihkak iddiasına yönelik iken Mahkemece dava dışı borçlu ...'ın talebine istinaden İİK.nun 33 ve 33/a maddesi uyarınca ... İcra Müdürlüğü'nün ... sayılı dosyasında takibin geri bırakılması gerektiğine ilişkin yazılı gerekçe ile hüküm kısmında davanın reddine, borçlu hakkındaki icranın devamına karar verilmekle, kısa kararla gerekçeli karar arasında aykırılık oluşturulmuştur. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki bu uyumsuzluk mahkemelere olan güveni sarsmaktadır. Bu hali ile gerekçe ve hüküm arasındaki çelişki bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı 3. kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca hükmün kısmen kabulü yönünden BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 05.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.