Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1646 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 27145 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Muhdesat Tespiti/AlacakTaraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili ve davalı vekili taraflarından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.KARARDavacı vekili, vekil edeni şirket ile davalı taraf arasında 10.12.2006 tarihli kira sözleşmesi imzalandığını, taşınmazı beş yıllık süre için kiraladığını ve kiraladığı taşınmaz üzerinde muhdesatlar oluşturduğunu, sözleşme süresinin bitiminde taraflar arasında ihtilaf oluştuğunu açıklayarak dava konusu edilen 48 adet bungalov, lokanta ve mutfağı, 8 adet kameriye, 1 adet duş tuvalet, 1 adet büfe çardak ve danışma binasının vekil edenine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiş, 14.04.2014 tarihli dilekçesi ile muhdesatın vekil edenine ait olduğunun tespiti talebini, muhdesatın değeri olan 172.049,35 TL'nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesi olarak ıslah etmiştir. Davalı vekili, dava açılmasına sebebiyet vermediklerini, davacının taleplerinin haksız olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 48 adet bungolav, 8 adet kameriye, 1 adet büfe çardağı, adet yönetim binasının davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesi üzerine, hüküm taraf vekillerince süresinde temyiz edilmiştir. Dava, her ne kadar başlangıçta muhdesat tespiti isteğine ilişkin olarak açılmış ise de, davacı vekilinin mahkemeye ibraz etmiş olduğu 14.04.2014 tarihli dilekçe ile davada, muhdesatın değeri olan 172.049,35 TL'nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesi şeklinde ıslah edilmiştir. Hal böyle olunca uyuşmazlık, taraflar arasında imzalanan 10.12.2006 tarihli kira sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığa dönüşmüştür. Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK'nun 4.maddesinde Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevi düzenlenmiş olup, 4/1-a maddesine göre; Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar Sulh Hukuk Mahkemelerinin görev alanı içerisindedir. Görev, kamu düzenine ilişkin olmakla yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulur.Mahkemece; davanın niteliği itibariyle Sulh Hukuk Mahkemelerinin görev alanı içerisinde kalması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya muhdesat tespiti davası olarak devam edilerek hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Taraf vekillerinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK'nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, peşin harcın istek halinde taraflara iadesine, 13.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.