Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1646 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 22326 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Hendek Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 12/07/2012NUMARASI : 2009/272-2012/362M.. Ç.. ile Hazine ve Hacıkışla Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Hendek Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 12.07.2012 gün ve 272/362 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:KARARDavacı vekili, mevki ve sınırları dava dilekçesinde yazılı tahmini 2500 m2 miktarındaki taşınmazın vekil edenine ait olup kadastro çalışmaları sırasında kuzey komşusu N.. S.. mirasçılarına ait kısımla birlikte parsel numarası verilerek tesbit harici bırakıldığını, vekil edeninin bu taşınmazı 26.4.1998 tarihinde M.. S..’dan satın aldığını, taşınmaz üzerinde 30 yaşın üzerinde fındık ve meyve ağaçları bulunduğunu ve evvelden beri tarım arazisi olarak kullanıldığını, 30 yılı aşkın süre önce de fındık dikildiğini,kazanma koşullarının vekil edeni lehine gerçekleştiğini açıklayarak davanın kabulü ile hudutları bildirilen tahminen 2500 m2 miktarındaki taşınmazın vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir, 23.12.2009 tarihli delillerini de bildirdiği dilekçesinde dava konusu taşınmazın 129 parsel içinde kaldığını bildirmiştir.Davalı Hazine vekili, kazanma koşullarının gerçekleşmediğini açıklayarak davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulü ile Sakarya İli, Hendek İlçesi, Hacıkışla Köyü, Köy içi mevkiinde kuzeyi N.. S.. mirasçıları, güneyi Z.. S.. mirasçıları, batısı davacıya ait parsel, doğusu dere ile çevrili 1318,51 m2 yüzölçümlü teknik bilirkişiler E.. K.. ve H.. Ş..'in 08.06.2011 tarihli rapor ve rapor ekinde "A" harfi ile gösterdiği taşınmaza yeni ada numarası ve aynı ada numarası içinde parsel numarası verilmek suretiyle davacı adına fındıklık vasfı ile tapuya tesciline karar verilmesi üzerine, hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı tarafça, satın alma ve kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayanılarak dava konusu taşınmazın kadastro çalışmalarında tesbit harici bırakıldığı bildirilmiş, Mahkemece alınan beyanlar ve bilirkişi raporları doğrultusunda yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. Tesciline karar verilen taşınmazın bulunduğu yere ait kadastro paftasında ve teknik bilirkişi krokisinde dava konusu taşınmaz bölümünün numarası yazılı bölümde olduğu görülmüş, Kadastro Müdürlüğü'nden alınan cevabi yazılarda parselin tapulama çalışmaları sonunda tapulama tutanağının tanzim edildiği ancak bir kısım gerçek kişi ve Hazine'nin yaptığı itirazın Sakarya Kadastro Komisyonu'nun 17.07.1985 tarih 343 numaralı kararı ile reddedildiği, tutanakta yazılı vasfının aynen muhafazasına karar verildiği bildirilmiştir. Mahkemece bu yazı ile yetinilerek karar verilmiş ise de Daire tarafından eksikten getirtilen belgelerin incelenmesinde Hacıkışla Köyü parselin 9.5.1983 tarihinde yapılan tapulama çalışmalarında 10.5.1960 tarih sıra numaralı tapu kaydı uygulanarak 1/2 paylı şekilde M.. evlatları N.. S.. ile M.. S.. adlarına tesbit edildiği, N.. oğlu M.. S..’ın 6.2.1984 tarihinde yaptığı itirazın Komisyonun 17.07.1985 tarih 343 sayılı kararı ile reddedildiği, komisyon kararının 10.10.1985 tarihinde kesinleştiği şerhi düşülmüş ise de 8.10.1985 tarihinde A.. T.. ve A.. Ş.. vekilleri tarafından dava açıldığı, Hendek Kadastro Mahkemesi'nin 10.11.1992 tarih, 1985/118 Esas ve 1992/124 Karar sayılı ilamı ile itirazın askı tarihinden sonraki bir aylık süre geçtikten sonra yapıldığı anlaşıldığından ve komisyon nezdinde bir itirazda bulunmadıklarından tutanaklar kesinleşmiş sayılacağından Mahkemenin görevsizliğine, istek halinde dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, kararın tebliğe çıkartılmadığı anlaşılmıştır.Mahkemece parselin tesbit harici bırakıldığını bildiren bilirkişi raporlarından hareketle hüküm kurulmuş, az yukarıda açıklanan belgeler getirtilmediği gibi bir araştırma da yapılmamıştır. Dava konusu taşınmazın tapuda kayıtlı olup olmaması, gerek taraf teşkili gerek çifte tapu oluşmaması bakımından önemli olduğu gibi Kadastro Mahkemesi'nin görevsizlik kararı sonrası parselin oluşacak durumu da eldeki davamız bakımından önem arz etmektedir. Mahallinde yapılan 2.6.2011 tarihli keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıklar davacının taşınmazı M.. S..’dan satın aldığını söylediklerini ifade etmişlerdir. Keşif tutanağında taşınmazın parsel numarası ile gösterilmekle beraber tescil dışı bırakıldığı yazılıdır. Bu nedenle Mahkemece Daire tarafından eksikten getirtilen belgeler ışığında parsele ait Hendek Kadastro Mahkemesi'nin 10.11.1992 tarih, 1985/118 Esas ve 1992/124 Karar sayılı taraflara tebliğinin sağlanması, kesinleşmesinin beklenmesi, anılan dava dosyasının eldeki dava bakımından bekletici mesele kabul edilerek neticede oluşacak durum karşısında davanın nitelendirilmesi de dahil olmak üzere toplanan ve toplanacak tüm taraf delilleri ile Kadastro Mahkemesi dosyası da birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik araştırma ile parsel ile ilgili bir değerlendirme yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre işin esasına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HUMK'nun 388/4 (HMK. m. 297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 04.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.