Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1641 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20288 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Ankara 1. Aile MahkemesiTARİHİ : 21/11/2012NUMARASI : 2010/725-2012/1533G.. G.. ile K.. Y.. aralarındaki katkı payı ve katılma alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Ankara 1. Aile Mahkemesi'nden verilen 21.11.2012 gün ve 725/1533 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 18.06.2013 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı vekili Avukat Harın Öztekin ve karşı tarafından davacı vekili Avukat T.. Z.. geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı G.. vekili, evlenme tarihi öncesi ve halen davacının hemşire, davalının ise veteriner hekim olarak çalıştığını, evlilik birliği içinde Ankara-Keçiören 4196 ada parselde blok numaralı meskenin 2000 yılında satın alınarak davalı adına kaydedildiğini, bu meskenden ayrıca 2005 yılından beri davalı tarafından kira geliri elde edildiğini, yine evlilik içinde Ankara-Keçiören ilçesi 4100 ada parselde 10 numaralı bağımsız bölümün 2005 yılında, ayrıca TMM plakalı aracın davalı adına satın alındığını, davalının banka hesaplarında da 10.000 TL.nin üzerinde para bulunduğunu açıklayarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan şimdilik 20.000 TL alacağın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili 26.9.2012 tarihli harcını da yatırdığı dilekçesinde, dava dilekçesindeki 20.000 TL. talebin 10.000 TL. kısmının 4196 ada parselde numaralı mesken ve TMM plakalı araca ilişkin katkı payı talebine, 10.000 TL. kısmının ise 4100 ada parseldeki numaralı meskene ilişkin olduğunu, TMM plakalı araç ve 4196 ada parselde blok numaralı meskene yönelik 10.000 TL.lik taleplerini 36.400 TL artırarak 46.400 TL., 4100 ada parselde 10 numaralı meskene yönelik 10.000 TL.lik talebini ise 74.500 TL. artırarak 84.5000 TL. şeklinde ıslah etmiştir.Davalı vekili, davacının dava konusu malların alımında katkısı olmadığını, evlerden birinin davalının babası tarafından sağlığında bağışladığı dava dışı evin satılması ile elde edilen gelirle, diğer meskenin ise davalıya ait birikimle alındığını, araca da davacının katkı sağlamadığını, davalının birikimleri ile 1990 yılında AV plakalı doğan marka aracı alıp iki yıl sonra bunu satarak AV plakalı broadway marka aracı edindiğini, sonra bu aracı da satarak elde ettiği bedeli 1993 yılında dava konusu aracın alımında kullandığını, aldığında aracın plakası AK iken Ankara’ya geldiğimde plakasını değiştirerek TMM olarak tescil ettirdiğini, bu aracı da 21.4.2010 tarihinde 4.000 TL.ye satarak devir için alıcıya vekalet verdiğini, alıcının devir için gittiğinde üzerinde şerh olduğunu söylediğini açıklayarak davanın reddini savunmuş, ıslaha karşı zamanaşımı itirazında bulunmuştur. Mahkemece, davacı G.. G..'in (Y) davalı K.. Y..'dan dava konusu Ankara-Keçiören 4196 ada parselde blok numaralı mesken ve TMM plakalı araca ilişkin olarak 46.400 TL katkı payı alacağının dava tarihi olan 27.05.2010 tarihinden itibaren, dava konusu Ankara-Keçiören 4100 ada 11 parselde 10 numaralı meskene ilişkin olarak 84.500 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı G.. G..'in (Y..'ın) davalı adına olan banka hesaplarına yönelik talep ve davasının ispat edilememesi nedeniyle reddine karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından kabul edilen bölümlere yönelik olarak temyiz edilmiştir.Taraflar 24.06.1993 tarihinde evlenmişler, 07.08.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 28.05.2010 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Bu durum karşısında evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM'nin 170.maddesi uyarınca eşler arasında mal ayrılığı rejimi, 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar 4722 sayılı Kanunun 10. maddesi gereğince, eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden TMK'nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir.Temyize konu TMM plakalı 1993 model araç 23.12.1994, Keçiören 4196 ada parselde numaralı mesken 21.09.2000 tarihinde taraflar arasında mal ayrılığı rejimi, Keçiören 4100 ada parselde numaralı mesken ise 11.01.2005 tarihinde edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli iken satın alınarak davalı adına trafik ve tapuda tescil edilmişlerdir. Davacının isteği araç ve numaralı mesken bakımından katkı payı, numaralı mesken bakımından ise katılma alacağı niteliğindedir. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, mal ayrılığı rejimi döneminde edinilen araç ve numaralı meskenin edinme tarihi öncesi her iki tarafın da çalışarak gelir elde ettikleri,kişisel harcamaları ve TKM’nin 152.maddesi karşısında davacının katkı oranının % 50 olarak kabul edilmesinde bir isabetsizlik görülmediğine, hükme esas alınan bilirkişi raporlarında hesaplama usulü ve hesaplamada dikkate alınan miktarların geneli itibarıyla yerinde olduğuna, hesap hatasına rastlanmadığına, eksikten getirtilen belgeler karşısında dava konusu aracın resmi alım tarihi ve Emniyet Müdürlüğü'nün yazı cevaplarına itibar edilerek hüküm kurulduğuna, dava konusu numaralı meskenle ilgili bir kısım çatı onarımı, mantolama şeklindeki iyileştirme giderlerinin hesaplamada davalı lehine dikkate alınması gerekli ise de hesaba katılacak değerlerin miktarının toplam miktar karşısındaki oranı itibarıyla hakkaniyet ve fedakarlığın denkleştirilmesi sınırları içinde görülerek bozma sevk edilmediğine, ıslahla artırılan miktara karşı süresinde zamanaşımı itirazında bulunulmuş ve Mahkemece bu hususta bir gerekçe yazılmamış ise de TMK'nun 5.maddesi (743 sayılı MK.nun 5.maddesi) gereğince atıf yapılan Türk Borçlar Kanunu'nun 146 (818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 125.) maddesi karşısında katkı payı alacağında 10 yıllık zamanaşımının uygulanması gerektiğine, boşanmanın kesinleştiği 28.05.2010 ile ıslah tarihi 26.09.2012 arasında bu süre geçmediğine göre davacı lehine hükmedilen 46.400 TL. katkı payı alacağı ile ilgili davalı vekilinin araçla ve Keçiören 4196 ada parseldeki numaralı meskenle ilgili temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Diğer dava konusu Keçiören 4100 ada parselde numaralı meskenle ilgili Mahkemenin, taşınmazın alımında davacının kardeşinden borç aldığına yönelik, davalının ise babasının kendisine aldığı evin satışından gelen bedel, kardeşinden borç alma ve bir miktar kredi çekmeye ilişkin savunmaya soyut tanık beyanları ve başkaca bir delil ibraz edilmemesi sebebiyle itibar etmemesi yerindedir. Ancak, davalı savunmasında ileri sürülen Kars’ta bulunan 249 ada parselin tarafların evlenme tarihinden önce 14.05.1988 tarihinde davalı Kemal adına alındığı, dolayısı ile kişisel mal niteliğinde olduğu, bu taşınmazın 06.12.2004 tarihinde dava dışı üçüncü kişiye satıldığı, dava konusu taşınmazın ise 11.01.2005 tarihinde edinildiği dikkate alındığında dinlenen tanık beyanları yanında satılan taşınmaz ile dava konusu taşınmazın alım tarihi arasında geçen 36 günlük kısa süre karşısında satımdan elde edilen bedelin dava konusu taşınmazın alımında kullanıldığının kabulü gerekir. Ayrıca dava konusu taşınmaza ait tapu kaydında H.. Bank lehine 29.991,92 TL. bedelli ipotekle ilgili hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu hususta bir kredi iddiası veya ispat olmadığı belirtilmiş ise de kadının yargılama sırasında bu kredinin kendi adına alındığını ve bu durumun tapudan tesbit edilebileceğini iddia ettiği görülmektedir. Erkeğin de taşınmazın alımı sırasında kredi kullanıldığını iddia etmesi karşısında 14.01.2005 tarihinde kullanılan 20.000 TL. banka kredisinin de hesapta dikkate alınması gerekir. Bu açıklamalar karşısında Kars’ta bulunan taşınmazın satış değeri ile dava konusu taşınmazın alım değerinin (piyasa rayiç değerleri) belirlenmesi, Kars’taki taşınmaz satışından gelen bedelin dava konusu taşınmazın alım değeri içindeki oranının tesbit edilerek denkleştirmede davalının kişisel malından gelen değer olarak kabul edilmesi, alım sırasında 48 ay vadeli kullanılan 20.000 TL kredinin mal rejiminin sona erdiği tarihten öncesine isabet eden 42/48 oranlık kısmının edinilmiş mal, sonraya isabet eden 6/48 oranlık kısmının ise yine denkleştirmede davalının kişisel değeri olarak gözetilmesi, bu açıklamalar doğrultusunda yapılacak hesaplama sonunda tesbit edilecek artık değer üzerinde davacının yarı oranda katılma alacağı bulunduğunun kabul edilmesi, bu hesaplamada Kars'ta bulunan taşınmazın satış değeri ile dava konusu taşınmazın alım ve bozma sonrası yeni karar tarihine en yakın tarih itibarıyla güncelleştirilecek piyasa sürüm değerlerinin belirlenmesi, gerekse katılma alacağı hesabının belirlenmesi bakımından konusunda uzman inşaat mühendisi (veya gayrimenkul değerleme uzmanı), bankacı ve hukukçu bilirkişilerden birlikte veya ayrı ayrı gerekçeli ve hüküm kurmaya elverişli rapor alınması, toplanacak deliller değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde ipotekle ilgili bir değerlendirme yapılmaması ve Kars’taki taşınmazın da dikkate alınmaması doğru olmamıştır.Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile usul ve kanuna aykırı olan 4100 ada parselde 10 numaralı meskene yönelik hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.100,00 TL Avukatlık Ücreti'nin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalıya verilmesine, HUMK'nun 388/4 (HMK.m 297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 1.963,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 04.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.