MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : İstihkakYukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Davacı üçüncü kişi vekili, borçlu ile ilgisi olmayan müvekkiline ait işyerinde haciz yapıldığını, hacze konu menkul malların müvekkiline ait olduğunu açıklayarak davanın kabulü ile hacizlerin kaldırılmasını istemiştir.Davalı alacaklı vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, haczin, davacı 3. kişinin iş yerinde yapıldığı, vergi levhası ve abonelik kayıtlarının davacı 3. kişi adına olduğu, aynı iş yeri nedeni ile davacı hakkında ... 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nde mühür bozma suçundan dava açıldığı, haczedilen malların faturasının davacıya ait ticari defterlerle uyumlu olduğu, borçlu ile davacı arasında akrabalık bağı veya iş ortaklığı gibi ortak bir bağın da tespit edilemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3. kişinin İİK'nun 96. maddesine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir. Yargıtay’ın ve Dairemiz'in istikrar kazanan uygulamasına göre; borçlunun, istihkak iddiasına karşı tutumu belirli ise veya duruşmalara dahil edilmesi, işin esasına etki etmeyecekse, davada taraf olarak gösterilmesi gerekli değildir. Ne var ki, somut olayda yokluğunda yapılan haciz işleminden haberdar edilmeyen, İİK'nun 103. maddesine göre davetiye tebliğ edilmeyen borçlu ...’un istihkak iddiasına karşı tutumu belirlenememiştir. Bu nedenle borçlunun davalı sıfatı ile davaya katılmasının sağlanması amacıyla davet kağıdı ve dava dilekçesinin borçluya tebliğ edilmesi için davacı 3. kişiye süre ve imkan verilerek taraf teşkilinin sağlanması, bundan sonra tarafların tüm delillerinin toplanmasının ardından, işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekir. .//..Mahkemece taraf teşkili sağlanmadan, işin esasına yönelik karar verilmesi isabetli olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 01.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.