Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15822 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20660 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Diyarbakır 1. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 04/07/2013NUMARASI : 2013/1032-2013/1157N.. T.. tarafından mirasçılık belgesi istemi davasının kabulüne dair İstanbul Anadolu 1. Aile Hukuk Mahkemesi'nden verilen 04.07.2013 gün ve 1032/1157 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi mirasçı A.. T.. vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Talep eden N.. T.. vekili; vekiledeninin anneannesi olan mirasbırakan F.T.'in 10.06.1960 tarihinde vefat ettiğini açıklayarak, mirasçılık belgesi verilmesini talep etmiştir.Dava hasımsız olarak açılan mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davada taraf olmayan ancak mirasçı olarak kendisine pay verilen A.. T.. vekili tarafından mirasçılık belgesinde kendisine pay verilen C. T.l'in mirasçı olamayacağı gerekçesiyle temyiz edilmiştir.Bir hükmü kural olarak hukuksal yararı bulunmak koşuluyla ancak davanın tarafları, asli katılan yada katıldığı tarafla birlikte feri katılan yine davanın tarafı olmasa dahi karar yerinde aleyhine hüküm oluşturulan kişiler temyiz edebilir. Ancak, çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlara karşı hukuki yararı bulunan ilgililer, davanın tarafı olmasalar bile özel kanuni düzenlemeler saklı kalmak kaydıyla, kararın öğrenilmesinden itibaren yasal süresi içinde kanun yoluna başvurabilirler. (HMK madde 387) Hal böyle olunca davanın tarafı olmayan ancak hükmü temyizde hukuksal yararı bulunan mirasçı A.. T..'in temyiz inceleme istemi kabul edilmiştir.Mirasçılık belgesi verilmesi hususu Türk Medeni Kanunu (TMK)'nun 598. maddesinde düzenlenmiştir. Mirasçılık belgesi, aksi ispat edilinceye kadar, adına düzenlenmiş bulunan kişi ve kişilerin mirasçılığı lehine bir karine oluşturur. Bu belge; mirasbırakanla mirasçıları arasındaki irs (soy) ilişkisini göstermesi yanında mirasın (terekenin) mirasçılara intikalini de sağlayıcı bir işleve sahiptir. Bu nedenlerle; mirası reddeden (TMK.m.605/1) mirasçı veya mirasçılar varsa düzenlenecek mirasçılık belgesinde, mirasçılık sıfatına sahip olan kişi veya kişiler ile miras paylarının gösterilmesi ve mirası ret durumuna işaret edilmekle yetinilmemesi; mirası ret nedeniyle, mirasçılık sıfatını kaybedenlerin ve bunların payının akıbetinin (kime kalacağının) da gösterilmesi gerekir. Somut olayda mirasbırakan ve alt mirasbırakanların ölüm tarihine göre 743 sayılı TKM'nun hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Kanuni mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı kendisi miras açıldığı zaman sağ değilmiş gibi öbür mirasçılarına geçer. (TKM 551/1). Bu konuda halefıyet kuralları uygulanır. Somut olayda yasal düzenlemelere uygun olarak mirası reddeden mirasçıların miras paylarının alt soylarına geçirilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, red, geriye doğru hükümler doğuracağı için reddedenin mirasçılarının ölüm anında sağ olmaları veya sağ doğmak şartıyla analarının karnında bulunmaları (TKM'nun 552, 524) zorunluludur. Bu halde 13.03.1985 doğumlu C. T.'in babası tarafından mirası reddedilen dedesi A. T.'in ölüm tarihi olan 25.07.1973 tarihinde henüz doğmadığı ve anne karnında da bulunmadığı anlaşıldığından C. T. A. T:'e dolayısıyla kök mirasbırakan F. T.l'e mirasçı olamaz. Hal böyle olunca, Mahkemece açıklanan yasal düzenlemelere aykırı şekilde C.T.'e de pay verilmesi hatalı olmuştur.Yukarıda açılanan nedenlerle; mirasçı A.. T.. vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla İİK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/III-2. bendi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden A.. T..'e iadesine, 12.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.