MAHKEMESİ :Aile MahkemesiDAVA TÜRÜ : Katkı Payı ve Katılma Alacağı... ve ... aralarındaki katkı payı ve katılma alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair.... Aile Mahkemesi'nden verilen 05.....2014 gün ve 255/1151 sayılı hükmün ...'ca incelenmesi davacı vekili ve davalı taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARARDavacı ... .. vekili, evlilik birliği içinde edinilen malvarlığı nedeniyle 67.250,00 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ..., davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, talebin kısmen kabulü ile, ....878,60 TL katkı payı alacağının, ....700,00 TL katılma alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK m. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, katkı payı alacağı ve artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir.01.01.2002 tarihinden önce 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi' nin (TKM) yürürlükte olduğu dönemde, eşler arasında yasal mal ayrılığı rejimi geçerliydi (TKM m.170). TKM'de, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenleme mevcut olmadığından, eşlerin bu dönemde edindikleri malvarlığının tasfiyesine ilişkin uyuşmazlık, aynı Kanunun ....maddesi yollamasıyla Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri göz önünde bulundurularak "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi kurallarına göre çözüme kavuşturulmalıdır. Zira Borçlar Kanunu, Medeni Kanunun tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir (eBK m. 544, TBK m. 646).Mal ayrılığı rejiminde; eşler kendi malları üzerinde tasarruf yetkisine ve intifa hakkına sahiptir ve mallarının idaresi kendisine aittir (TKM m. 186/...). Her birinin malları, geliri ve kendi kazançları yine kendilerine ait kişisel mallarıdır (TKM m. 189). Kadın veya kocanın, mal rejiminin devamı sırasında diğerinin edindiği malvarlığına katkısı nedeniyle katkı payı alacağı isteğinde bulunabilmesi için mutlaka para ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunması gerekir. Mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınan tasfiyeye konu mala çalışma karşılığı elde edilen gelirlerle(maaş, gündelik, kar payı vs gibi) katkıda bulunulduğunun ileri sürüldüğü durumlarda; çalışarak, düzenli ve sürekli gelire sahip eşin, aksi kanıtlanmadıkça, yapabileceği tasarruf oranında katkıda bulunduğunun kabulü gerekir. ...'ın ve Dairemizin devamlılık gösteren uygulamaları da bu yöndedir. Bu açıklamalar doğrultusunda; öncelikle evlenme tarihinden, malın edinildiği tarihe kadar, eşlerin çalışma sürelerine ve gelirlerine ilişkin belgeler bulundukları yerlerden eksiksiz olarak getirtilmelidir. Çalışmanın sabit olmasına rağmen, bir kısım döneme ilişkin belgelere ulaşılamaması durumunda, ilgili meslek kuruluşlarından ve/veya bilirkişilerden o döneme ilişkin yaklaşık gelir durumu sorulup öğrenilerek, malın edinildiği tarihe kadar ki eşlerin tüm gelirleri ayrı ayrı belirlenmelidir. Sonra, her bir eşin alışkanlıkları, ekonomik ve sosyal statüleri gözetilerek, kişisel harcamaları ile ayrıca kocanın 743 sayılı TKM'nin 152. maddesi gereğince evi geçindirme yükümlülüğü nedeniyle yapabileceği harcama, eşlerin kendi gelirlerinden düşülerek, gerçekleştirebilecekleri tasarruf miktarları ayrı ayrı tespit edilmeli, daha sonra her eşin tasarruf miktarının, birlikte yaptıkları toplam tasarruf miktarı içerisindeki oranı belirlenmelidir. Her bir eşin bulunan bu tasarruf oranı, çalışmaları karşılığı elde ettikleri gelirleriyle malın alımına yaptıkları katkı oranı olarak kabul edilerek, tasfiyeye konu malın dava tarihi itibariyle belirlenecek sürüm (rayiç) değeri ile çarpılmak suretiyle katkı payı alacak miktarları hesaplanır.Edinilmiş mallara katılma rejiminde ise mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK m. 229) ve denkleştirmeden (TMK m. 230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK m. 219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK m. 231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK m. 236/...). Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur. Artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değerleri esas alınır (TMK m. 227/..., 228/..., 232 ve 235/...). ... uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir. Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK m. 222).Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır. Somut olaya gelince; eşler, 30.07.1994 tarihinde evlenmiş, ....06.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM m. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m. ..., TMK m. 202/...). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m. 179). Yukarda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede;...-Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekili ve davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....-Davacı vekilinin, davalının..........ta bulunan hesabındaki paraya yönelik temyiz itirazlarına gelince;.......... tarafından gönderilen ........2012 tarihli karşılık yazısı ekinde bulunan davalı ...'e ait ....... nolu hesabın döküm cetveline göre, mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihinden kısa süre önce ....06.2010 tarihinde ....750,00 TL paranın yatırıldığı ne var ki mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihi olan ....06.2010 tarihinde bu paranın çekildiği görülmüştür. ... ve Dairemiz'in uygulamalarına göre, çekilen ....750,00 TL'nin davalının malvarlığında mevcut olduğunun kabulü gerekir. Buna göre, mahkemece iddia ve talep doğrultusunda söz konusu banka hesabındaki para yönünden artık değere katılma alacağının kabulüne karar verilmesi gerekirken dosya içeriğine ve delil durumuna uygun düşmeyen gerekçeyle reddine karar verilmesi doğru olmamıştır....- Davalı vekilinin araçlara yönelik temyiz itirazlarına gelince;Dosya içeriğine, toplanan delillere, dosya kapsamında bulunan trafik kayıtlarına göre, davacı tarafından dava konusu yapılan ......... plakalı aracın edinme tarihi gelen trafik kayıtlarına göre belli olmamakla birlikte, araç ........1997 tarihinde satılmıştır. ...... plakalı araç 08.....1997 tarihinde satın alınıp 31.05.2000 tarihinde satılmıştır. ........ plakalı araç 08.03.2000 tarihinde satın alınıp, ....03.2004 tarihinde satılmıştır. ......... plakalı araç da 08.03.2004 tarihinde satın alınıp, mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihinden yaklaşık ... yıl önce ....07.2008 tarihinde satılmıştır. Satılan araçlar mal rejiminin sona erme tarihinden uzunca bir süre önce elde çıkarılmış olup satış bedelinin mevcut olduğu veya araçların TMK 229. maddesi koşullarında elden çıkarıldığı da kanıtlanamadığından tasfiyede gözönünde bulundurulmaması gerekir. Zira TMK 235/.... maddesi uyarınca, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan mallar tasfiyeye girer. Söz konusu araçların mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olmaması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde araçlar nedeniyle katkı payı alacağı ve katılma alacağına karar verilmesi doğru olmamıştır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarda ... ve .... bentte gösterilen sebeplerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici ....maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA; diğer temyiz itirazlarının yukarda .... bentte gösterilen sebeplerle reddine, ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince ... Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı ... gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 27,70 TL peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, ........2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.