MAHKEMESİ :Aile MahkemesiDAVA TÜRÜ : Mal Rejiminden Kaynaklanan AlacakDavacı-birleşen dosyada davalı ... ile davalı-birleşen dosyada davacı ..., aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasında davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne dair .... Aile Mahkemesi'nden verilen ........2014 gün ve 718/592 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle ...'ca incelenmesi davacı-birleşen dosyada davalı ... vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için ....09.2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı-karşı davalı ... vekili Av. ... ve karşı taraftan davalı-karşı davacı ... vekili Av. ... geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan, hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek, dosyanın incelenmesi sonucu görülen eksikliklerin ikmali için dosyanın mahal mahkemesine iadesine karar verilmesini takiben eksiklik tamamlanmış olmakla dosya yeniden incelendi gereği düşünüldü: KARARDavacı-birleşen dosyada davalı ... vekili, dava dilekçesinde belirtilen taşınmazlar ve banka mevduat hesapları nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ve miras bırakanı ...'nun tasfiye alacağının tespiti ile davacıya miras hissesi oranında .../...'ünün ödenmesine karar verilmesini istemiş, birleşen davanın reddini savunmuştur.Davalı-birleşen dosyada davacı ... vekili, davanın reddini savunmuş, birleşen davada ise dava dilekçesinde belirtilen taşınmazlar, araç ve banka mevduat hesapları nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur.Birleşen dosyada davalılar, ... ve ...'na usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmamışlar ve cevap dilekçesi vermemişlerdir.Mahkemece, asıl davacı ...'nun davalı ... üzerine kayıtlı taşınmazlar için 39.375,00 TL olarak tespit edilen katılma alacağı ile Akbank'taki hesaptan dolayı 30.634,55 TL olmak üzere toplam 70.009,00 TL alacağın tasfiye tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen davacı/davalı ...'nun 1317 ada, ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... parsellerde kayıtlı taşınmazlar açısından 484.318,75 TL, Muğla'daki taşınmazlar açısından 190.000,00 TL, araçlar açısından ....000,00 TL, murisin bankadaki hesapları ile ilgili olarak 54.656,62 TL katkı payı ve katılma alacağının tasfiye tarihinden itibaren yasal faizi ile davacı/birleşen davalıdan alınarak davalı/birleşen davacıya verilmesine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı-birleşen dosyada davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....- Davacı-birleşen dosyada davalı davalı vekilinin asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;a) Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı-birleşen davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.b) Faiz TMK'nun 239/son maddesi uyarınca tasfiye anında başlar. ... ve Dairemizin uygulamalarına göre tasfiye tarihi buna ilişkin mahkemece verilen karar tarihidir. Bu nedenle faizin başlangıç tarihinin karar tarihi olan ........2014 olarak belirtilmesi gerekirken yanlış anlamaya imkan verecek ve infazda tereddüt uyandıracak şekilde tasfiye tarihinden başlatılması doğru değildir....- Davacı-birleşen dosyada davalı vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;a) Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı-birleşen dosyada davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.b) Faiz TMK'nun 239/son maddesi uyarınca tasfiye anında başlar. ... ve Dairemizin uygulamalarına göre tasfiye tarihi buna ilişkin mahkemece verilen karar tarihidir. Bu nedenle faizin başlangıç tarihinin karar tarihi olan ........2014 olarak belirtilmesi gerekirken yanlış anlamaya imkan verecek ve infazda tereddüt uyandıracak şekilde tasfiye tarihinden başlatılması doğru değildir.Bundan ayrı her ne kadar katkı payı alacağına dava tarihi yerine tasfiye tarihinden itibaren faiz işletilmesi doğru değilse de, temyiz edenin sıfatına göre aleyhe bozma yasağı nedeniyle bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.c) Birleşen ......... Aile Mahkemesi'nin 2011/357 Esas-2011/726 Karar sayılı dava dosyasında ... ile ... davalı olarak taraf oldukları halde gerekçeli karar başlığında gösterilmemeleri de usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.d) Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 s.lı HMK 33 m). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, birleşen dava konusu 1337 ada ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazlar açısından katkı payı alacak isteğine ilişkindir.01.01.2002 tarihinden önce 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin(TKM) yürürlükte olduğu dönemde, eşler arasında yasal mal ayrılığı rejimi geçerliydi (TKM 170 m). TKM'de, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenleme mevcut olmadığından, eşlerin bu dönemde edindikleri malvarlığının tasfiyesine ilişkin uyuşmazlık, aynı Kanun'un ....maddesi yollamasıyla Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri göz önünde bulundurularak "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi kurallarına göre çözüme kavuşturulmalıdır. Zira Borçlar Kanunu, Medeni Kanunun tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir (eBK 544, TBK 646 m).Mal ayrılığı rejiminde; eşler kendi malları üzerinde tasarruf yetkisine ve intifa hakkına sahiptir ve mallarının idaresi kendisine aittir (TKM 186/... m). Her birinin malları, geliri ve kendi kazançları yine kendilerine ait kişisel mallarıdır (TKM 189 m). Kadın veya kocanın, mal rejiminin devamı sırasında diğerinin edindiği malvarlığına katkısı nedeniyle katkı payı alacağı isteğinde bulunabilmesi için mutlaka para ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunması gerekir. Mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınan tasfiyeye konu mala çalışma karşılığı elde edilen gelirlerle (maaş, gündelik, kar payı vs gibi) katkıda bulunulduğunun ileri sürüldüğü durumlarda; çalışarak, düzenli ve sürekli gelire sahip eşin, aksi kanıtlanmadıkça, yapabileceği tasarruf oranında katkıda bulunduğunun kabulü gerekir. ...'ın ve Dairemizin devamlılık gösteren uygulamaları da bu yöndedir.Bu açıklamalar doğrultusunda; öncelikle evlenme tarihinden, malın edinildiği tarihe kadar, eşlerin çalışma sürelerine ve gelirlerine ilişkin belgeler bulundukları yerlerden eksiksiz olarak getirtilmelidir. Çalışmanın sabit olmasına rağmen, bir kısım döneme ilişkin belgelere ulaşılamaması durumunda, ilgili meslek kuruluşlarından ve/veya bilirkişilerden o döneme ilişkin yaklaşık gelir durumu sorulup öğrenilerek, malın edinildiği tarihe kadar ki eşlerin tüm gelirleri ayrı ayrı belirlenmelidir. Sonra, her bir eşin alışkanlıkları, ekonomik ve sosyal statüleri gözetilerek, kişisel harcamaları ile ayrıca kocanın 743 sayılı TKM'nun 152. maddesi gereğince evi geçindirme yükümlülüğü nedeniyle yapabileceği harcama, eşlerin kendi gelirlerinden düşülerek, gerçekleştirebilecekleri tasarruf miktarları ayrı ayrı tespit edilmeli, daha sonra her eşin tasarruf miktarının, birlikte yaptıkları toplam tasarruf miktarı içerisindeki oranı belirlenmelidir. Her bir eşin bulunan bu tasarruf oranı, çalışmaları karşılığı elde ettikleri gelirleriyle malın alımına yaptıkları katkı oranı olarak kabul edilerek, tasfiyeye konu malın dava tarihi itibariyle belirlenecek sürüm (rayiç) değeri ile çarpılmak suretiyle katkı payı alacak miktarları hesaplanır.Sözü edilen değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülmesi durumunda konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır. Tasfiyeye konu birden fazla malın bulunması durumunda, her biri için aynı yöntem uygulanır.Somut olaya gelince; müteveffa ... ile davalı-birleşen dosyada davacı ... ....08.1984 tarihinde evlenmişler, taraflar arasındaki mal rejimi, eşlerden ...'nun 08.02.2010 tarihinde ölmesi üzerine sona ermiştir. Tasfiyeye konu 1337 ada ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazlar eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu ....06.1997 tarihinde satın alınarak müteveffa ... adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (4721 s.lı TMK 179 m). Dosya içinde toplanan delillere göre davalı-birleşen dosyada davacı ...'nun Almanyadaki işyerini ........1995 tarihinde açıp, 31.....1997 tarihinde kapattığı anlaşıldığına göre bu süre içerisinde gelirinin olduğu anlaşıldığından ve bunun dışındaki diğer zamanlarda gelirini kanıtlayamadığından 1337 ada ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazlar yönünden belirtilen tarihler arasındaki gelirler göz önünde bulundurularak katkı payı alacak miktarını belirlemek gerekirken dosya içeriğine ve delillere aykırı olarak fazla miktarda katkı payı alacağı belirlenmesi doğru değildir. e) Mal rejiminin tasfiyesi sonucunda belirlenecek katkı payı alacağı ve katılma alacağı, terekeye ait borç olup, mirasçıların miras paylaşımından önce ödenmesi gerektiği kabul edilmektedir. Terekeye ait borç ödendikten sonra kalan miktar, mirasçılar arasında miras payları oranında paylaştırılır. Tereke borçlarından bu sıfatını kaybetmemiş tüm mirasçılar, kendi aralarındaki ödemelerde kişisel olarak (4721 s.lı TMK 599/... m) ve müteselsilen (TMK 641 m) sorumludurlar. Her ne kadar, davalı-birleşen dosyada davacı temyize konu davayı terekenin alacaklısı sıfatıyla açmış ise de; davalı-birleşen dosyada davacı da dahil davanın tarafları, ortak mirasbırakan ...'nun mirasçısıdırlar ve tereke borçlarından yukarıda açıklanan kanuni düzenlemeler çerçevesinde hepsi de sorumludurlar. Başka bir anlatımla, mirasçılık sıfatına sahip olduğundan (TMK'nun 499), alacaklı ve borçlu sıfatı davalı-birleşen dosyada davacı sağ eşte birleşmiştir. Taraflarca, mirasçılardan her hangi birinin mirasçılık sıfatını yitirdiği (4721 s.lı TMK 511 vd, 578 vd, 605 vd m.leri) iddia edilip kanıtlanmamıştır. Tüm bu açıklamalar nedeniyle, davalı-birleşen dosyada davacı mirasçı sağ eşin mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle talep ettiği ve terekeye ait borç sayılan alacak miktarından, davanın mirasçılar arasında görülmesi nedeniyle, davalı-birleşen dosyada davacı da dahil bütün mirasçılar miras payları oranında sorumludurlar. Bu nedenle, birleşen dosya davacısı ve davalılarının miras payları göz önünde bulundurularak hüküm altına alınacak ve birleşen dosyada davacıya ödenecek katkı payı alacağı ve katılma alacağının belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.SONUÇ : Davacı-birleşen dosyada davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda (...-b), (...-b), (...-c), (...-d) ve (...-e) bentlerinde gösterilen nedenlerle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici .... maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacı-birleşen dosyada davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (...-a) ve (...-a) bentlerinde gösterilen nedenlerle reddine, ... duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca ....350,00 TL Avukatlık Ücreti'nin davalı-birleşen dosyada davacı ...'ndan alınarak ... duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davacı-birleşen dosyada davalı ...'na verilmesine, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince ... Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı ... gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve ....476,00 TL peşin harcın davacı-birleşen dosyada davalı ...'na istek halinde iadesine, ........2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.