Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15570 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 11421 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : İstihkakYukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının onanmasına dair 03.02.2015 tarih, 2015/14494 Esas, 2015/1915 Karar sayılı Daire ilâmının müddeti içinde tashihen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A RDavacı alacaklı vekili, 02.09.2013 günlü haczin uygulandığı iş yerinin, borçlu şirketin işlerini devam ettirdiği işyeri olduğunu, şirketi devretmiş gibi göstererek borçlunun ortağının ... yaşındaki oğlu adına iş yeri açıldığını, hacizde borçlu şirket ortağının kasa başında oturduğunun tespit edildiğini belirterek davanın kabulü ile istihkak iddiasının reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı üçüncü kişi vekili, müvekkilinin borçlu şirket ile ilgisinin bulunmadığını babasının borçlu şirketin eski ortağı olduğunu ancak ....05.2012'den itibaren ilgisinin kalmadığını borçlunun haciz adresi ile de bağının olmadığını, müvekkilinden önce Hakan Hekim isimli şahsın bir yıl kadar haciz yapılan işyerinde faaliyet gösterdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece toplanan delillere göre; davacı üçüncü kişinin haciz tarihinden önce haciz adresinde çalışmaya başladığı, borçlunun ticaret sicil kaydında geçen faaliyet adresinin bu yerle ilgisinin bulunmadığı, davacının iddiasını kanıtlamaya yönelik delil sunamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce, 2014/14494 Esas, 2015/1915 Karar sayılı 03.02.2015 tarihli karar ile onanmış; Daire kararına yönelik davacı alacaklı vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulması üzerinde, dosya yeniden incelenmiştir. Dava, alacaklı tarafından İİK’nun 99. vd. maddesi uyarınca istihkak iddiasının reddi talebiyle açılmıştır. Davaya konu 03.09.2013 tarihli haciz tutanağına göre, haciz mahallinde kasada oturduğu ve borçlu şirketin eski ortaklarından olduğu iddia edilen .......... isimli kişinin kimlik ibrazından kaçınarak akabinde haciz mahallini terk etmesi, bu kişinin borçlu şirketin eski ortağı olan .......... olduğuna dair kanaati kuvvetlendirmektedir. Ayrıca, yargılama sırasında dinlenen tanıklardan borçlu şirketin eski ortağı .........’in ve tanık ...’ın beyanları da bu durumu teyit eder mahiyettedir. Takip borçlusu ......... Şti’nin ticaret sicil bilgilerinin incelenmesinden; bu şirketin adreslerinde ve ortaklık yapılarında kısa aralıklarla değişiklikler yaşandığı, ....05.2012 tarihinde .......... ve ........’ın hisselerini başka kişilere devrederek ortaklıktan ayrıldıkları, anılan tarihin takip dayanağı borcun doğumuna yakın bir tarih olduğu, ........’ın aynı zamanda davalı .... kişi ...’ın babası olduğu görülmektedir. Öte yandan; hükme dayanak yapılan 27.02.2014 tarihli kolluk araştırmasının ... nolu bendinde haciz yapılan adres ile borçlunun ticaret sicile kayıtlı adreslerinin aynı adresler olmadığı belirtilmiş, ... nolu bendinde de borçlunun haciz yapılan adreste yaklaşık ... yıl önce faaliyet gösterdiği bildirilmiştir. Ayrıca aynı tutanağın ... nolu bendinde de davalı .... kişi ile .......... isimli kişi arasında ticari münasebetin bulunduğu, ...’ın ..........’den toptan mal aldığı bilgisine ulaşıldığı belirtilmiştir. Kolluk araştırmasındaki bu bilgilere göre borçlunun ticaret sicile bildirmediği bir adreste (haciz adresinde) fiilen ticari faaliyette bulunduğu sonucuna erişileceği gibi dava konusu haciz tutanağında .... kişinin, ..........’i tanımadığına dair beyanı da bu araştırma sonuçlarıyla örtüşmemektedir. Tüm bu bilgiler ışığında, davalı .... kişinin istihkak iddiasında samimi olmadığı, davalı .... kişi ile takip borçlusu şirketin işlerini fiilen yürüten eski ortakları arasında bağlantının bulunduğu ve davalı .... kişi ile anılan kişilerin muvazaalı işlemler yaparak alacaklılardan mal kaçırmaya çalıştıklarının kabulü gerekir. Bu doğrultuda, yukarıda açıklanan nedenlerle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğinden bahisle hükmün bozulması gerekirken, onandığı anlaşıldığından onama kararının kaldırılarak hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı alacaklı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile, Dairemize ait 2014/14494 Esas, 2015/1915 Karar sayılı 03.02.2015 tarihli onama kararının kaldırılarak yerel Mahkeme hükmünün BOZULMASINA, 57,60 TL peşin harcın karar düzeltme isteyene iadesine, ........2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.