Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15567 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 8065 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : İstihkakYukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARARDavacı- karşı davalı ....kişi vekili, asıl ve birleşen 2009/792 ve 2009/793 Esas sayılı dosyalarda, .... .... İcra Müdürlüğü'nün 2009/2179 Esas sayılı, 2009/1931 Esas sayılı, ..... Esas sayılı takip dosyaları ile davalı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında icra takibi başlatıldığını, takibe ilişkin müvekkili şirketin adresinde .../04/2009 tarihinde haciz işlemi yapıldığını, müvekkili şirketin borçlu şirket ile bir ilgisinin bulunmadığını, müvekkilinin haciz adresinde .... .. adı altında tekstil ürünlerini sattığını iddia ederek davanın kabulü ile malların müvekkili şirkete iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı- karşı davacı alacaklı vekili, istihkak davasının reddi ile tazminata karar verilmesi gerektiğini savunmuş, karşı dava olarak; davacı ....kişi ile borçlu arasında alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik tasarrufun İİK.nun 277.vd. maddeleri uyarınca iptaline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı borçlu davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, haczin; davacı ....kişinin işyeri adresinde yapıldığı, borçlunun daha önceki bir tarihte haciz mahallindeki işletmesini başka bir adrese naklettiği, davacının haciz yapılan işyerini ....03.2009 tarihinde kiralayıp, vergi dairesine yazılan müzekkere cevabına göre ....03.2009 tarihinde çalışmaya başladığı, dinlenen tanık beyanlarına göre söz konusu işyerinin borçlu tarafından kapatıldıktan sonra bir kaç ay boş kalıp, daha sonra davacı tarafından açıldığı bununla birlikte eski şirkete ait kolilerin iş yerinde bulunmasının hayatın olağan akışına uygun olduğu dosya içerisine alınan davacı ile davalı borçlu şirket ortaklarının nüfus kayıtları incelendiğinde taraflar arasında yakın akrabalık bağının kurulamadığı davacının daha önce borçluya ait işyerinde çalışmasının malların borçluya ait olduğunun ispatına yeterli sayılamayacağı, kaldı ki alınan bilirkişi raporuna göre malların borçluya ait olduğunun tespit edilemediği bu sebeple davalı alacaklının mülkiyet karinesi lehinde olan davacı aleyhine malların borçluya ait olduğunu ispat edemediği gerekçesiyle, asıl ve birleşen davaların kabulü ile ilgili takip dosyasından ........2009 tarihinde haczedilen menkuller üzerindeki haczin kaldırılmasına, karşı davanın ise reddine karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Asıl ve birleştirilen dosyalar yönünden uyuşmazlık .... kişinin İİK.nun 96 ve onu izleyen maddelerine dayalı istihkak davası ile alacaklının İİK'nun 97/.... maddesine dayalı açtığı karşılık tasarrufun iptali davasına ilişkindir.Mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, verilen karar dosyada mevcut delillere uygun düşmemektedir. Dava konusu ........2009 tarihli haciz işlemi, takip talebi ve takip dayanağı çekte gösterilen, borçlunun ticaret sicilinde kayıtlı bulunan 02.....2009 tarihine kadar ticari faaliyetini sürdürdüğü adreste yapılmıştır. Borçlu ... ... ...ve .... .Ltd.Şti. takip tarihi olan ........2009 tarihine çok yakın bir tarihte adresini nakletmiş, bu tarihten çok kısa bir süre sonra ........2009'da davacı ....kişi aynı yerde ticari faaliyete başlamıştır. İİK.nun ....maddesi uyarınca aksi sabit oluncaya kadar geçerli haciz tutanağı içeriğine göre, haciz işlemi borçlu şirketin eski çalışanları huzurunda yapılmış ve hacizde, borçlu şirketin etiketini/amblemlerini taşıyan koliler ile evraklar bulunmuştur. Bununla birlikte, borçlu ile ....kişi aynı iş kolunda, yakın tarihlerde ve aynı adreslerde ticari faaliyette bulunmuşlardır. ... .... .... İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2009/708 Esas, 2011/372 Karar sayılı dosyasındaki bilgi ve belgelere göre de, daha önce aynı borçluya ait olan işyerlerinin birleştirilerek (işyeri kapı numaraları farklı görünse de) ticari faaliyete devam edildiği görülmektedir.Buna göre, İİK.nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olup, borçlu ile ....kişi arasında alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik muvazaalı işlemler ve devirler yapıldığı kabul edilmelidir. Davacı ....kişinin ibraz ettiği, borcun doğumuna çok yakın ve takipten sonraya ilişkin vergi kaydı, bayilik sözleşmesi, kira sözleşmesi, faturalar vs. belgeler ise her zaman temini ve düzenlenmesi mümkün nitelikteki belgelerden olup, yasal mülkiyet karinesinin aksini ispata yeterli olduğundan söz edilemez. O halde, mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önüne alınarak, davanın reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/.... maddesi gereğince ... Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı ... gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve ....229,86 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine ........2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.