MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalılar ..., ... ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... vekili ve davalı ... vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A R Davacı vekili, tapuda ... adlarına kayıtlı bulunan ... parsel sayılı taşınmazın 30 yılı aşkın bir süreden beri davacının zilyetliğinde olduğunu, anılan kayıt maliklerinin kimliklerinin ve kim olduklarının saptanamadığını açıklayarak anılan parselin tapu kaydının iptali ile davacı adına TMK'nın 713/2 maddesi uyarınca tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı ... vekili, davalılar ... ve arkadaşları vekili, davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... davanın reddini savunmuş; diğer davalılar herhangi bir beyanda bulunmamıştır.Mahkemece, kayıt maliklerinin tapu kütüğünde kim olduğu anlaşılamayan kişiler olarak nitelendirilmesinin gerekeceği, davacının davaya konu taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulundurduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, bir kısım davalılar ... ve arkadaşları vekilince temyiz edilmiştir.Dava TMK'nın 713/2 maddesindeki ''maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan'' hukuki sebebine dayalıdır. Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Kanunun açıkça izin verdiği hallerden biri de TMK'nun 713/2. maddesindeki düzenlemelerdir. Anılan maddede, "aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılmayan veya hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir" hükmüne yer verilmiştir. Kanun'un açık hükmü dikkate alındığında, tapu sicilinden malikin kim olduğunun anlaşılamaması hali; taşınmaz malın sahibinin kim olduğunun bilinmesine yarayacak, kimliğini ortaya koyacak gerekli bilgi ve belgelerin tapu sicilinden (kütüğünden) çıkarılmasının imkansız olmasıdır. (Yargıtay HGK'nun ... sayılı ilamları). Genel olarak, gerekli dikkati gösteren herkesin kayıtlarda malikin kim olduğunu anlayamayacağı hallerde tapu sicilinde yazılı olan malikin bilinmediğinin kabulü gerekir. Ayrıca "tapu kütüğünde malik sütununun boş bırakılması, silinmesi ve yeniden yazılmaması, soyut ve nam-ı mevhum adına (mevcut olmayan hayali kişi) yazılması, hiç yaşamamış ve kaydının herhangi bir yerde bulunmamış olması, malik adının müphem, yetersiz ve soyut gösterilmiş olması'' gibi durumlarda malikin kim olduğunun anlaşılamadığı kabul edilir. Başka bir anlatımla, tapu kütüğünden kim olduğu anlaşılamayan malik, tanınmayan, hatırlanmayan, adresi tespit edilemeyen, kendilerine tebligat yapılamayan, mirasçıları belirlenemeyen, uzun yıllar önce ölmüş ya da taşınmış bir şahıs değildir.Somut olaya gelince; dava konusu ... parsel sayılı taşınmaza ilişkin tapu kaydı ve tapulama tutanağının incelenmesinde; taşınmazın Kasım 1934 tarih ... sıra nolu tapu kaydına istinaden 07.04.1987 tarihinde ... adlarına tespit gördüğü ve 26.06.1987 tarihinde aynı kişiler adına tescil edildiği, tapulama çalışmaları sırasında dava konusu parsele revizyon gören Kasım 1934 tarih ... sıra nolu tapu kaydından da aynı kişiler adına 1771 nolu Kanun'a göre taşınmazın tescilinin yapıldığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; tapu kaydına, tapulama tutanağındaki açıklamalara ve revizyon tapu kaydına göre; kayıt malikleri ... tapu kütüğündeki bilgilerden kim olduğu anlaşılan ve bilinen kişiler olup, davacı lehine TMK'nun 713/2 maddesinde yazılı ''maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan'' hukuki sebebine dayalı kazanma koşulların gerçekleştiğini kabule olanak bulunmamaktadır. Mahkemece, kanun maddesi yanlış yorumlanarak yerinde olmayan gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Bir kısım davalılar ... ve arkadaşları vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle, hükmün ... payları yönünden 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3. maddesi ve 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 1.282,00 TL peşin harcın temyiz eden bir kısım davalılara iadesine, 15.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.