Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 15519 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 18070 - Esas Yıl 2016
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil, Tazminat... ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil, tazminat davasının kısmen kabulüne dair ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı, dava konusu ... parsel sayılı taşınmazı davalıdan 13.10.1992 tarihinde 30.000,00 TL bedel karşılığında haricen satın aldığını, satın aldığı tarihten beri taşınmaza zilyet olduğunu açıklayarak anılan parselin tapu kaydının iptali ile adına tesciline, mümkün olmadığı takdirde sözleşme ile verilen bedelin denkleştirici adalet ilkesi gereğince tazminine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı 06.07.2015 tarihli cevap dilekçesinde, dava konusu parselin 60 m2'sini davacıya sattığını kabul ettiğini, bu kısmın davacı adına tescilini istediğini beyan etmiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 11.297,42 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıda (2) nolu bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2-Dava, haricen satın almaya dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Dava konusu ... parsel sayılı taşınmaz 28.01.1976 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sonucunda oluşmuş, davalı tarafından 26.10.1983 tarihinde satın alınması üzerine tapuda davalı adına tescil edilmiştir. Tapulu taşınmazların haricen satışı TMK'nun 706, BK'nun 213 (6098 sayılı BK'nun 237.), 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89. maddeleri gereğince geçersiz ise de; davalı talebe konu 60 m2'lik yer bakımından açılan davayı kabul ettiğini bildirmiştir. 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesinin son fıkrasında, imar planı olmayan yerlerde her türlü yapılaşma amacıyla arsa ve parselleri hisselere ayıracak özel parselasyon planları ve satış vaadi sözleşmelerinin yapılması yasaklanmış olup, söz konusu yasağın uygulanabilmesi için bu yerde imar planının bulunmaması gerekir. Mahkemece dava konusu yerin ifrazının mümkün bulunup bulunmadığı, ilgili belediyeden sorulup belirlenmemiştir. Mahkemece önce bu hususun açıklığa kavuşturulması ve taşınmazın ifrazının mümkün olmaması halinde kabule konu -//-alanın ana taşınmaza oranı dikkate alınarak paylı olarak davacı adına tesciline karar verilmesi gerektiğinin düşünülmesi, davacının asıl talebi olan tapu iptali ve tescil hakkında olumsuz kanaate varılması durumunda davacının talep ettiği tazminat miktarının belirlenmesi bakımından Yargıtay'ın ve Dairemiz'in kabul ettiği denkleştirici adalet ilkesi gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken; haricen satış tarihinde ödenen bedelin önce dolara çevrilip sonrasında bugünkü karşılığı olan Türk Lirası'nın bulunması suretiyle tazminat hesaplaması yapılması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının (1) nolu bentte yazılı nedenlerle reddine, davalı vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 193,00 TL peşin harcın istek halinde davacı ve davalıya ayrı ayrı iadesine 15.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.