MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : El Atmanın Önlenmesi ... ile ... aralarındaki el atmanın önlenmesi davasının reddine dair ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A R Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı ... adlı kişiden bedelini peşin ödeyerek ... Köyü'nde bulunan tapusuz 25.000 m2'lik tarlayı 12.12.2004 tarihli satış senedi ile satın aldığını ve 8 yıldan beri ekip biçtiğini, ...'nin ise bu taşınmazı daha önceden davalı ...'dan 05.09.2004 tarihli satış senedi ile satın aldığını, ancak davalının sonraki tarihlerde bu sattığı yer üzerinde hak iddia etmeye başladığını ve 25.01.2013 tarihinde tecavüzün başladığını belirterek davalının dava konusu taşınmaza olan müdahalesinin men'ine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili; davacının dava konusu yere haklı zilyetliği ve malikliğinin söz konusu olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, esasa yönelik olarak davacı vekili, yargılama giderlerine yönelik olarak da davalı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 26/son maddesi hükmüne göre; Kadastro Mahkemesi'nin yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği tarihte başlar. Somut olayda; geri çevirme yazısı üzerine, ... Kadastro Müdürlüğü'nün 18.04.2016 tarihli karşılık yazısında dava konusu taşınmaz hakkında dava konusu taşınmazın bulunduğu ... Mahallesinde kadastro çalışmasının yapıldığı, dava konusu ... parsellere ilişkin kadastro sınırlandırma ve ölçü işleri yapılmakla birlikte, henüz kadastro tespit tutanaklarının tutulduğu ancak, tamamlanmadığı bildirilmiştir. Görev, kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında re'sen göz önünde bulundurulur. Bu durumda Mahkemece açıklanan kanun hükümleri uyarınca; ayni (mülkiyet) hakka dayanan meni müdahale isteği yönünden hükmü veren Mahkemece görevsizlik kararı verilmek suretiyle dava dosyasının görevli Kadastro Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmesi gerekmektedir. Buna göre, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. .//..SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, bozmanın niteliğine göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın temyiz eden davacı ve davalıya ayrı ayrı iadesine, 07.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.