Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15089 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 16582 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk 'Aile) MahkemesiDAVA TÜRÜ : Tespit ve Katılma Alacağı... ve müşterekleri ile ... aralarındaki tespit ve katılma alacağı davasının reddine dair ... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nden verilen ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi bir kısım davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:KARARDavacılar vekili, mal rejiminin tasfiyesiyle evlilik birliği içinde davalı adına edinilen mallar nedeniyle 3.000,00 TL alacağın davalıdan alınarak davacılara verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili, davanın öncelikle TMK'nun 241/2 maddesi gereğince hak düşürücü süre nedeniyle reddi, aksi halde davanın esastan reddini savunmuştur.Mahkemece, TMK'nun 241/2 maddesi gereğince hak düşürücü sürenin dolmuş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, bir kısım davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK m. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir. Eşler 20.04.1993 tarihinde evlenmişler, 25.07.2010 tarihinde eş ... ölmüştür. Mal rejimi ölüm tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/1). Temyize konu dava 04.08.2015 tarihinde açılmıştır. Somut olaya gelince, dava edinilmiş mallara katılma rejimin geçerli olduğu dönemde edinilmiş mallara eklenecek değerler olan ve 4721 sayılı TMK'nun 229. maddesinin 1 ve 2. fıkrasında belirtilen malvarlıkları için aynı Kanunun 241. maddesi uyarınca lehine devir ve kazandırma yapılan 3. kişi aleyhine açılmış dava olmayıp, dosyanın içeriğine, iddianın ileri sürülüş şekline göre, TMK'nun 231 ve devamı maddelerine dayalı mirasçılar arasındaki artık değere katılma alacağına ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda mal rejiminin tasfiyesi davaları için her hangi bir zamanaşımı düzenlemesi getirilmemiştir. Bu durumda, aynı kanunun 5. maddesi yollamasıyla 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu uygulanmalıdır. Zira, TBK'nun 646.maddesine göre, Borçlar Kanunu, Medeni Kanunun tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir. TBK'nun 146.maddesine göre, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir. Dairemiz uygulamalarında da, mal rejiminin tasfiyesi -//-davalarında on yıllık genel zamanaşımı süresi kabul edilmektedir. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun (... sayılı kararı) kabulü de bu yöndedir. Her ne kadar, Dairemiz önceki uygulamalarında edinilmiş mallara katılma rejiminin boşanmayla sona ermesi durumunda, TMK'nun 178. maddesindeki bir yıllık zamanaşımı süresini kabul etmişse de, Yargıtay HGK'nun yukarıda açıklanan içtihadı doğrultusunda görüş değişikliğine gidilmiştir. TBK'nun 149/1.maddesine göre, zamanaşımı, alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlar. Aynı Kanunun 153/3.maddesine göre de, evlilik devam ettiği sürece, eşlerin diğerinden olan alacakları için zamanaşımı işlemeye başlamaz, başlamışsa da durur. Açıklanan yasal düzenlemeler karşısında; miras bırakan eş Şehriye'nin ölüm tarihinde başlayan on yıllık zamanaşımı süresi de, temyize konu davanın açıldığı tarih itibarıyla henüz dolmamıştır.Mahkemece yapılacak iş, iddia ve savunma çerçevesinde toplanacak taraf delillerine göre uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın hak düşürücü süre dolduğu gerekçesi ile reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarda gösterilen sebeplerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 29,20 TL peşin harcın istek halinde bir kısım davacılara iadesine, 07.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.