MAHKEMESİ :Aile MahkemesiDAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı... ile Nevin Bayrak aralarındaki katkı payı alacağı davasının reddine dair ,,, 2. Aile Mahkemesi'nden verilen ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:KARARDavacı ... vekili, evlilik birliği içinde edinilen taşınmazın davacıya miras kalan kişisel mal niteliğindeki fındık tarlasının satışından elde edilen para ile satın alındığını belirterek 1.000,00 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı ... Bayrak vekili, açılan davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştirMaddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK m. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, katkı payı alacağı isteğine ilişkindir.01.01.2002 tarihinden önce 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi' nin (TKM) yürürlükte olduğu dönemde, eşler arasında yasal mal ayrılığı rejimi geçerliydi (TKM m.170). TKM' de, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenleme mevcut olmadığından, eşlerin bu dönemde edindikleri malvarlığının tasfiyesine ilişkin uyuşmazlık, aynı kanunun 5.maddesi yollamasıyla Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri göz önünde bulundurularak "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi kurallarına göre çözüme kavuşturulmalıdır. Zira Borçlar Kanunu, Medeni Kanunun tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir (eBK m. 544, TBK m. 646).Mal ayrılığı rejiminde; eşler kendi malları üzerinde tasarruf yetkisine ve intifa hakkına sahiptir ve mallarının idaresi kendisine aittir (TKM m. 186/1). Her birinin malları, geliri ve kendi kazançları yine kendilerine ait kişisel mallarıdır (TKM m. 189). Kadın veya kocanın, mal rejiminin devamı sırasında diğerinin edindiği malvarlığına katkısı nedeniyle katkı payı alacağı isteğinde bulunabilmesi için mutlaka para ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunması gerekir. Mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınan tasfiyeye konu mala, düzenli gelir dışındaki diğer malvarlığı (ziynet, miras, bağış vs gibi) ile toplu katkıda bulunulduğu iddia edildiğinde; katkıda kullanılan malvarlığı değerinin, tasfiyeye konu malın satın alma tarihindeki bedelinin tamamı karşısındaki oranı saptanarak, bulunan bu katkı oranının, tasfiyeye konu malın dava tarihindeki sürüm(rayiç) değeri ile çarpılmak suretiyle, davacı eşin katkı payı alacak miktarı belirlenir.Bu açıklamalar doğrultusunda hesaplama yapılabilmesi için, öncelikle katkıda kullanılan malvarlığının (ziynet, miras, bağış vs) katkı tarihindeki parasal değeri ile tasfiyesi istenen malın hem satın alma bedeli hem de dava tarihindeki sürüm (rayiç) değerleri ayrı ayrı tespit edilmelidir.-//- Sözü edilen değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için, gerek görülmesi durumunda konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır. Tasfiyeye konu birden fazla malın bulunması durumunda, her biri için aynı yöntem uygulanır.Somut olaya gelince; eşler, 30.11.1977 tarihinde evlenmiş, 20.01.2011 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM m. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m. 10, TMK m. 202/1). Tasfiyeye konu ... parsel 1,3,5 ve 7 nolu bağımsız bölümler, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerliği olduğu 04.11.2008 tarihinde kat irtifakı tesisi nedeniyle davalı adına tescil edilmiş ise de; taşınmaz arsa vasfında iken eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 23.01.1997 tarihinde davalı adına imar uygulaması işlemi ile tescil edildiği, taşınmazın tapuda davalı adına tescilinden önce 14.09.1988 tarihinde adi yazılı sözleşme ile edinildiği anlaşılmıştır. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m. 179). Yukarda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede; Tüm dava dosyası kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının miras payı olan dava dışı ... parsel sayılı fındık bahçesinin diğer mirasçıya 11.08.1987 tarihinde devredildiği, tasfiyeye konu taşınmazın arsa vasfında iken evlilik birliği içinde 14.09.1988 tarihinde davacı adına satın alındığı dosya içeriğine göre sabittir. Tasfiyeye konu ... parsel 1,3,5 ve 7 nolu bağımsız bölümlerin kat karşılığı inşaat sözlşemesi karşılığında elde edildiği anlaşılmıştır. Kişisel malın yerine geçen malvarlığının da kişisel mal olduğunun kabulü gerekir. Hayatın olağan akışına göre, davacının miras yolu ile kendisine kalan payını diğer mirasçıya devretmesi karşılığı elde ettiği değerin başka yerde kullanıldığı iddia edilip kanıtlanmadığına göre, tasfiyeye konu taşınmazın alınmasında kullanıldığının kabulü gerekir. Buna göre, Mahkemece, yukarda açıklanan Dairemiz uygulama ve ilkeleri gereğince, dava dışı ... parsel sayılı fındık bahçesinin devredildiği tarihteki davacının hissesinin değeri uzman bilirkişi tarafından belirlenmeli, yaklaşık bir yıl sonra 14.09.1988 tarihinde alınan tasfiyeye konu taşınmazın bedeli karşısındaki oranı belirlenmeli, bu oran kadar davacının katkıda bulunduğunun kabulü ile belirlenen oranın dava konusu bağımsız bölümlerin dava tarihindeki sürüm (rayiç) değeri ile çarpılmak suretiyle hesaplanacak katkı payı alacağı miktarı üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, eksik araştırmayla ve mevcut delillerin takdirinde hataya düşülerek davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş; bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarda gösterilen sebeplerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 27,70 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 07.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.