Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14897 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5046 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiDAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı, Aile Konutu Şerhinin Kaldırılması Davacı-karşı davalı ... ile davalı-karşı davacı ... aralarındaki katkı payı alacağı ve aile konutu şerhinin kaldırılması davasının reddine, karşı davanın kabulüne dair ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı-karşı davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARARDavacı-karşı davalı ... vekili, kooperatif yoluyla edinilen 26 numaralı bağımsız bölümün vekil edeni tarafından satın alınarak davalı-karşı davacı adına tescil edildiğini ileri sürerek mal rejiminin tasfiyesi ile katkı payı alacağı isteğinde bulunmuş, karşı davanın reddini savunmuştur. Davalı-karşı davacı ... ... vekili, davacı-karşı davalının 26 nolu bağımsız bölümün alımına herhangi bir katkısının olmadığını, vekil edeninin ailesinin söz konusu evlilik birliği sırasında eşlere maddi katkıda bulunduklarını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuş, karşı davada söz konusu taşınmaz üzerindeki aile konutu şerhinin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, davacı-karşı davalının davasının reddine, davalı-karşı davacının davasının kabulü ile, ... parselde bulunan 25 nolu mesken üzerindeki aile konutu şerhinin kaldırılmasına karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı-karşı davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2-Davacı-karşı davalı vekilinin asıl davaya ilişkin temyiz itirazlarına gelince;Mahkemece katkı payı alacağı isteğine ilişkin asıl davanın tasfiyeye konu taşınmazın davacı erkek tarafından davalı kadına bağışlandığı gerekçesiyle reddine karar verilmişse de; bu görüşe katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki; bağış, bağışlayana ağır yük getiren tek taraflı olarak yapılan, bağışlayanın malvarlığından bağışlananın malvarlığına ivazsız gerçekleştirilen katkıdır. Bağış sonucuna varabilmek için tarafların beyan ve davranışlarının -//-duraksamaya yer vermeyecek açıklıkta olması gerekir. Dosya içeriğine göre, tasfiyeye konu 26 nolu bağımsız bölümün davalı kadına bağışlandığına yönelik açık beyan ya da davranış söz konusu değildir. Davacının bedelin tamamını vererek taşınmazı davalının adına tescil ettirdiğini ileri sürmesi Yargıtay'ın ve Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre bağış olarak kabul edilmemektedir.Buna göre, mahkemece dava konusu bağımsız bölümün edinilmesine ilişkin varsa kooperatif ödemelerine ait makbuz, dekont ve banka kayıtları, davalının savunmasında belirttiği kendi ailesinden yapılan yardıma ilişkin bilgi ve belgeler toplandıktan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanmış ve toplanacak deliller tartışılıp değerlendirilerek, hakkaniyet ve fedekarlığın denkleştirilmesi ile TBK'nun 50. ve 51. maddeleri göz önünde bulundurularak katkı payı alacağı talebi hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.Kabule göre de, hüküm fıkrasında dava konusu 26 nolu bağımsız bölüm yerine sehven 25 yazılmışsa da, bu husus maddi hata niteliğinde olup mahkemece her zaman düzeltilmesi mümkün olduğundan ayrıca bozma nedeni yapılmamıştır.SONUÇ: Davacı-karşı davalı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda (2) nolu bentte yazılı gerekçelerle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacı-karşı davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle REDDİNE, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde davacı-karşı davalıya iadesine 03.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.