Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 14876 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 23783 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi... ile ... arasındaki zilyetliğin tespiti ve korunması davasının kabulüne dair .......... Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 14.05.2014 gün ve 2013/739 Esas ve 2014/359 Karar sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:KARAR Davacı vekili, dava konusu 119 ada 109 ve 112 parsel sayılı taşınmazlarda ortak miras bırakan ........'ın pay maliki olduğunu, miras bırakanın 5/4/2012 tarihinde öldüğünü, mirasçı olarak davacı, davalı ve dava dışı mirasçıların kaldığını, miras bırakanın ölümünden sonra yapılan taksim sonucu davacının söz konusu parselleri kullandığını, ancak davalının buna müdahale ettiğini ileri sürerek, davacının tecavüzünün önlenmesine karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davanın kabulü ile .... ili .......... ilçesi ......... köyü 119 ada 109 parsel sayılı taşınmaz ile 119 ada 112 parsel sayılı taşınmazlara davalı ... tarafından yapılan müdahale'nin men'ine, davacı ...'ın dava konusu parseller üzerindeki zilyetliğinin korunmasına karar verilmesi üzerine hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu 119 ada 109 ve 112 numaralı parseller, paylı mülkiyet şeklinde tarafların ortak miras bırakanı ........ ve dava dışı kişiler adına tapu sicilinde kayıtlı bulunmaktadır. Miras bırakan ........'ın 5/4/2012 tarihinde davacı, davalı ve dava dışı mirasçıları bırakarak öldüğü dosya kapsamından anlaşılmaktadır. İddianın ileri sürülüş şekline göre, dava; zilyetliğin korunması davası değil, tapu ve miras haklarına dayalı el atmanın önlenmesi niteliğindedir. Uygulanacak kanun maddesini belirlemek 6100 sayılı HMK'nun 33 üncü maddesine göre, hakimin resen görevi kapsamındadır. Davanın nitelendirilmesine göre, uyuşmazlığın çözüm yeri, 6100 sayılı HMK'nun 2. maddesi uyarınca belirlenecek Asliye Hukuk Mahkemesi'dir. Davanın görevsiz bulunan Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından incelenip, karar verilmesi doğru olmamıştır. Görev dava şartı olup, mahkeme hakimi tarafından yargılamanın her aşamasında resen gözönünde bulundurulması gerekir. O halde, davanın görevsizlik nedeni ile HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi doğru olmamıştır. SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının bu nedenle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HUMK'nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 01.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.