Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14873 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 12940 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Terkin, Meni Müdahale ve Kal ... ile ... aralarındaki tapu iptali ve terkin, meni müdahale ve kal davasının kısmen kabulüne dair ...2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili ve davacı ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... vekili; davalı adına kayıtlı ... parsel sayılı taşınmazın tamamının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığını, özel mülkiyete konu olamayacağını açıklayarak, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile taşınmaz üzerindeki 100 m2’lik ahşap kafeterya binasının yıkımına karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, bozma ilamından sonra, davanın kısmen kabülü ile; ... parsel sayılı taşınmazın 05.03.2009 tarihli bilirkişi ...'ın krokisinde sarı renkle ve "A" harfi ile gösterilen 246.00 m2’lik bölümü kıyı kenar çizgisi içinde kaldığından tapu kaydının iptaliyle deniz kıyısı olarak terkinine, bu bölümün 189.00 m2’lik bölümü üzerine tek katlı ev yapılmak suretiyle davalının yaptığı müdahalenin menine ve tek katlı yapının kal'ine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı ve davacı vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir. Davanın reddine dair önceki hüküm karar düzeltme istemi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin ... sayılı ilamı ile, ''.... işin esası bakımından 5841 sayılı Yasa'nın yürürlüğü döneminde davanın hak düşürücü süreden reddedilmiş olması doğrudur. Ancak anılan yasa Anayasa Mahkemesi'nin ... sayılı kararı ile iptal edilmiş ve henüz Resmi Gazete'de yayınlanmadığı için bu defa aynı tarih aynı esas ve ... sayılı karar ile iptal hükmünün de eldeki davalara uygulanmak üzere yürütmenin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Öyle ise, kesin hüküm halini almamış ve kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eden bu durum karşısında 5841 sayılı Yasa hükümleri uyarınca davanın reddine ilişkin olarak kurulan hükmün, verildiği tarih itibarıyla doğru olduğu düşünülse de, meydana gelen Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararından sonra meydana gelen değişiklik karşısında doğru olduğu söylenemez. Buna göre, işin esasının 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme .//..Kararına göre belirlenen ve belirlenecek olan kıyı kenar çizgisine göre çözüme kavuşturulacağı açıktır" gereğine işaret edilerek bozulmuş, bozma ilamı üzerine mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonrasında; davanın kısmen kabulü ile; ... parsel sayılı taşınmazın 05.03.2009 tarihli bilirkişi ...'ın krokisinde gösterilen 246.00 m2’lik bölümü kıyı kenar çizgisi içinde kaldığından tapu kaydının iptali ile deniz kıyısı olarak terkinine, bu bölümün 189.00 m2’lik bölümü üzerine tek katlı ev yapılmak suretiyle davalının yaptığı müdahalenin men'i ile tek katlı yapının kal'ine karar verilmesi üzerine, hüküm bu defa Daire'nin ... sayılı ilamıyla “...Hükmün sonuç kısmında, talep hakkında verilen hükmün, infaz edilebilir nitelikte, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir (HMK.m.297/2). Bu usul kuralına uyulmaması başlıbaşına bir bozma sebebidir. Mahkemece bu usul kuralına aykırı ve infazda tereddüte yol açacak şekilde harf belirtilmeksizin dava konusu taşınmazın salt 246 m2'lik kısmının tapu kaydının iptaline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu...” gerekçesi ile bozulmuştur. Dava, taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı ve bu yerlerin Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu hukuki sebebine dayalı olarak açılan tapu iptali ve terkin müdahalenin önlenmesi ve kal isteğine ilişkindir. 1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yazılı şekilde hüküm verilmiş olmasında işin esası yönünden bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin tüm, davacı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-Dava dosyasında harita-kadastro mühendisi ... tarafından düzenlenen 05/03/2009 tarihli krokili raporda, dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın A harfli 246 m2’lik kısmının kıyı kenar çizgisi dışında ve kara tarafında, B harfli 256 m2’lik kısmının ise kıyı kenar çizgisi içerisinde ve deniz tarafında kaldığı açıkça anlaşıldığına ve 28/02/2009 tarihli jeolog bilirkişi raporunda da kıyı kenar çizgisinin bu şekilde olduğu açıklandığına göre; davanın kısmen kabulü ile yukarıda belirtilen krokili raporda turuncu renkle taralı B harfi ile gösterilen 256 m2’lik kısmın kıyı kenar çizgisi içinde kaldığından bu kısımla ilgili davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken kıyı kenar çizgisi dışında kalan sarı renkle boyalı A harfli 246 m2’lik ksım yönünden davanın kabulüne karar verilmesi doğru değil ise de, bu yanlışlık yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm düzeltilerek onanması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda 2. bentte açıklanan sebeple, Hükmün 1. bendinde yer alan “..sarı renk A harfi ile gösterilen 246 m2’lik...” sözcüklerinin karar metninden çıkartılmasına yerine “...turuncu renkli B harfi ile gösterilen 256 m2’lik...” sözcüklerinin yazılması sureti ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HMK'nun 370. maddesi (1086 sayılı HUMK'nun 438/7. fıkrası) gereğince DÜZELTİLMİŞ BU ŞEKLİ İLE ONANMASINA, davalı vekilinin tüm, davacı ... vekilinin ikinci bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının yukarıda 1.bentte açıklanan sebeplerle reddine, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 3402 sayılı Kanun'un 36/A maddesi gereğince harç alınmasına mahal olmadığına, 01.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.