Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14838 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 23863 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Bakırköy 4. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 25/10/2013NUMARASI : 2013/1426-2013/1351Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR Para ve teminat verilmesi hakkındaki ilamların icrası İİK'nun 32 ve ardından gelen maddelerde düzenlenmiştir. Anılan maddede (para borcuna veya teminat verilmesine dair ilam İcra Dairesine verilince İcra Müdürü borçluya bir icra emri tebliğ eder…), İİK'nun “ilam mahiyetini haiz belgeler” başlığını taşıyan 38. maddesinde ise (Mahkeme huzurunda sulhler, kabuller ve para borcu ikrarını havi re’sen tanzim edilen noter senetleri ve temyiz kefaletnameleri ile İcra Dairesindeki kefaletler ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabidir…) şeklinde düzenlemelere yer verilmiştir. İlgili yasa maddeleri ile yasa koyucu hangi belgelere dayanılarak ilamlı takip yapılabileceğini, önemine binaen titizlikle düzenlemiş gerekli gördüğü yerlerde bunu özel kanunlarda belirleyip sınırlandırmıştır. Burada gözardı edilmemesi gereken husus ise maddede yer verilen ilamların, icrası yorum gerektirmeyecek açık tahsil hükmü (eda hükmü) taşıyan ilamlar olduğu noktasıdır. Bu nedenle eda hükmü içermeyen “Tespite” ilişkin ilamlar icra takibine konu edilemez. Ancak, kesinleşmeleri halinde bu ilamlardaki vekalet ücreti ve yargılama giderine dayalı likit miktarların icra yolu ile infazı mümkündür. İlamların infaz edilecek kısmı hüküm bölümü olup bu kısmın aynen infazı zorunludur. İcra Mahkemesi'nce hükmün (infaz edilecek kısmının) yorum yolu ile değiştirilmesi mümkün olmadığı gibi yeniden belirlenmesi de mümkün değildir (HGK 8.10.1997 tarih 1997/12-517 E, 1997/776 K sayılı kararı). Bu kabule aykırı talepler içeren takipler ilama aykırılık yaratacağından icra mahkemesinde süresiz olarak şikayet konusu da yapılabilir. (HGK 21.06.2000 Tarih, 2000/12-1002 E). Somut olayda takip konusu Bakırköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 14.10.2004 tarih ve 2002 /20 Esas 2004/371 Karar sayılı itirazın iptaline ilişkin ilamının hüküm bölümünde; '' 5.571.000.000 TL ile sınırlı olarak davalı tarafın icraya yönelttiği itirazın iptaline, takibin bu miktarla sınırlı olarak devamına (takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanarak) ....'' karar verildiği, bu haliyle itiraz edilen takibin devam edeceği miktarın tespitinin yapıldığı, likit bir miktarın ödenmesi yönünde eda hükmü oluşturulmadığı ve bu haliyle ilamların icra yolu ile ayrı bir takipte infazının mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Şikayete konu takip dosyasında icra emriyle; 5.571.000.000 TL alacağın 14.10.2004 tarihinden itibaren faiziyle tahsilinin talep edildiği görülmektedir. Bu durumda, Mahkemece, takip dayanağı ilamda tahsili istenen alacak kalemi yönünde eda hükmünün bulunmadığı ilamlı icra takibine konu edilemeyeceği, ancak önceki takip dosyasına sunularak o dosya üzerinde takibe devam edilebileceği nazara alınarak, şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi yerine, yazılı gerekçeyle şikayetin reddi yönünde hüküm kurulması isabetsizdir. Kaldıki, ilamın eda hükmü içeren kısımları için dahi ayrı takip yapılması 6100 sayılı HMK'nun 24. maddesinde yer verilen tasarruf ilkeleri (usul ekonomisi) gereği ilk takip üzerinden işlemlere devam olunabileceği yönündeki Yargıtay uygulamasına da uygun değildir. SONUÇ: Borçlunun temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK'nun 366 ve HMK'nun 371. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'.nun 366/3.maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunabileceğine 08.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.