Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1477 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 21121 - Esas Yıl 2013





İcra Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : İstihkakYukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Davacı alacaklı vekili,İcra Müdürlüğünün 2012/4441 Esas sayılı takip dosyasında haczedilen menkullerin 3. kişiye değil borçluya ait olduğunu, borçlunun oğlu olan 3.kişinin işyerine gelip gitmediğini borçlu iflas ettikten sonra işyerinin göstermelik olarak oğlu adına işletildiğini ileri sürerek 3.kişinin istihkak iddiasının reddini istemiştir Davalı üçüncü kişi vekili, borçlunun müvekkilinin babası olduğunu borçlu iflas ettikten sonra davalının yanında emekliliğini doldurmak için ...'lı olarak çalışmaya başladığını, işyerindeki mahcuzların davalı 3. kişiye ait olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece toplanan delillere göre: dava konusu takip kesinleştikten sonra açılan zamanaşımı nedeni ile takibin iptali davasının 12.12.2013 tarihinde.. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2013/45-44 sayılı dosyasında karara bağlandığı ve kararın kesinleştiği, takibin iptaline karar verilip icranın geri bırakılması ile dosyadaki tüm işlemlerin hükümsüz kaldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 99. maddesi uyarınca açtığı “istihkak iddiasının reddi” davası niteliğindedir. İcra ve İflas Kanunu'nun 71. maddesinin ikinci fıkrasında; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır" hükmü yeralmaktadır. 33/a maddesinin birinci fıkrasında ise "İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir" denilmektedir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında da; "Alacaklı, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra, zamanaşımının vaki olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün icinde umumi mahkemelerde dava açabilir. Aksi takdirde icrası istenen ilamın zamanaşımına uğradığı hususu kesin hüküm teşkil eder" hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda; borçlu ... tarafından ..İcra Müdürlüğü'nün 2012/4441 Esas sayılı dosyasında aleyhine yürütülen kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe karşı, takip dayanağı bononun zamanaşımına uğradığı itirazı üzerine, .. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 12.12.2013 gün ve 2013/45-44 sayılı ilamı ile “takip dosyasında İİK'nun 71 ve 33/a maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına” karar verildiği, bu kararın Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 06.05.2013 gün ve 2013/8856-17223 sayılı ilamı ile onandığı karar düzeltme talebinde bulunulmaması üzerine kesinleştiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.O halde; Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgulara göre, yukarıda sözü edilen 2013/45-44 sayılı icranın geri bırakılması kararına karşı alacaklının 7 gün içinde genel mahkemelerde dava açıp açmadığının araştırılması alacaklı tarafından genel mahkemelerde İİK.nun 33/a-2.maddesi uyarınca açılan bir davanın olmaması halinde alacağın zamanaşımına uğradığı hususunun kesin hüküm teşkil edeceği ve icranın geri bırakılması kararının, takibin iptaline ilişkin sonuçları doğuracağı ve icra dosyasındaki mevcut hacizlerin kalkacağı, alacaklı tarafından açılmış böyle bir dava varsa sonucunun istihkak davasında bekletici mesele yapılacağı dava sonuna kadar icra takibinin duracağı davanın kazanılması halinde duran icra takibine devam edileceği davanın kaybedilmesi halinde ise dosyadaki hacizlerin kalkacağının değerlendirilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Bozma neden ve şekline göre, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 23.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.