MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:KARARDavacı 3. kişi vekili, ....7. İcra Müdürlüğü'nün 2012/27461 Esas sayılı dosyasında haczedilen malların müvekkiline ait olduğunu, istihkak davalarının kabulü ile müvekkilinin malları üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı alacaklı vekili, borçluya ödeme emri tebliğ edilen adreste haciz yapıldığını, borçlu şirket ile üçüncü kişi arasında organik bağ bulunduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, fatura asıllarına, 27.02.2013 tarihli .... Müdürlüğü İşletme Kayıt Belgesi'ne, yoklama fişlerine, elektrik faturalarına, sigorta hizmet listesine, tanık beyanına göre haczedilen malların davacıya ait olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile mahcuzların davacıya aidiyetinin tespitine karar verilmiştir. Kararı davalı alacaklı vekili temyiz etmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK'nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı istihkak davası niteliğindedir. Dava konusu haciz, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği ve takibe konu bonoda yazılı adreste yapılmış, haciz mahallinde borçluya ait birçok evrak bulunmuştur. Buna göre, İİK'nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararınadır. Bu yasal karinenin aksinin davacı 3. kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekir.Davacı 3. kişinin dayandığı, borcun doğumundan sonraki tarihleri taşıyan ve ayırt edici özellikleri bulunmayan faturalar ile İşletme Kayıt Belgesi, yoklama fişi, yazarkasa bildirim fişi gibi belgeler temini her zaman mümkün belgelerden olup, istihkak davalarında güçlü delil teşkil etmezler ve bu belgeler mülkiyet karinesinin aksini ispata yeterli değildir. O halde, Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönüne alınarak, davanın reddi yerine oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile kabulüne yönelik hüküm kurulması doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 199,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 27.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.