Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14607 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 22202 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Eskişehir 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 10/10/2013NUMARASI : 2013/408-2013/573Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARARAlacaklı Finansbank vekili tarafından, taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip başlatılmış; icra emrinin tebliği üzerine borçlu şirket vekili, icra mahkemesine başvurarak, kesin bir rehin sözleşmesi ile muaccel hale gelmiş bir borcun bulunmadığını, temerrüdün gerçekleşmediğini, faizin fahiş olduğunu belirterek takibin iptalini talep etmiştir. Mahkemece, müşterek hüküm olan İİK'nun 150/ı maddesinde öngörülen sekiz günlük itiraz süresi dolmadan icra takibine başlandığı gerekçesiyle davanın kabulü ile takibin iptaline karar verilmiş; karar, alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.İİK'nun 150/ı maddesinde "...borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakdi veya gayrı nakdi bir krediyi kullandıran tarafın ibraz ettiği ipotek akit tablosu kayıtsız ve şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva etmese dahi, krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafa ait cari hesabın kesilmesine veya kısa, orta, uzun vadeli kredi hesabının muaccel kılınmasına ilişkin hesap özetinin veya gayri nakdi kredinin ödenmiş olması nedeniyle tazmin talebinin veya borcun ödenmesine ilişkin ihtarın noter aracılığıyla krediyi kullanan tarafa kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adrese gönderilmek suretiyle tebliğ edildiğini veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığını gösteren noterden tasdikli bir sureti İcra müdürüne ibraz ederse icra müdürü 149.madde uyarınca işlem yapar. Şu kadar ki krediyi kullanan tarafın hesap özetine ve borcun ödenmesine ilişkin ihtara ya da gayri nakdi kredi nedeniyle tazmin talebine, kendisine tebliğ edildiği veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde noter aracılığıyla itiraz etmiş olduğunu ispat etmek suretiyle tetkik merciine şikayette bulunmak hakkı saklıdır. Bu takdirde krediyi kullandıran taraf alacağını 68/b maddesi çerçevesinde diğer belgelerle ispatlayabiliyorsa, krediyi kullanan tarafın şikayeti reddedilir..." hükmüne yer verilmiştir. Bu hüküm uyarınca, sekiz günlük itiraz süresine ilişkin düzenleme borçluya icra mahkemesinde şikayet hakkı vermektedir. Anılan sürenin geçirilmesi takip yapılabilmesi için koşul olmayıp bu konudaki karar gerekçesi isabetsizdir.Bu durumda icra mahkemesince, itiraz ve şikayet nedenlerinin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ve eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi yerinde değildir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.nun 366. ve 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 09.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.