MAHKEMESİ : Ankara 15. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 19/09/2013NUMARASI : 2013/385-2013/772Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARARAlacaklı vekili tarafından borçlu aleyhine, Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/142 Esas 2013/50 Karar sayılı tazminat ilamına dayanılarak ilamlı icra takibi başlatılmış olup borçlu vekili icra mahkemesine başvurusunda, ilama ilişkin yargılama devam ederken davanın kabul edilen kısmı bakımından ödeme için tevdi mahalli talebinde bulunduklarını, belirlenen banka hesabına 08.11.2012 tarihinde 37.083,63 TL ödenmiş olduğunu, buna rağmen icra takibinde asıl alacaktan tevdi mahalline yapılan bu ödemenin mahsup edilmeksizin talepte bulunulduğu belirtilerek bu ödemeye bağlı olarak işlemiş faiz kısımları da değişeceğinden fazladan talep edilen miktarlar bakımından takibin iptali isteminde bulunmuştur. Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda alınan bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulmuş, asıl alacak miktarı yönünden davanın reddine işlemiş faiz miktarı yönünden faiz miktarının düzeltilmesine karar verilmiştir. Karar, borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.Somut olayda, takibe dayanak ilamın hüküm fıkrasında, açıkça “... tevdi mahalline yatırılan paranın 19.329,13 TL'si ile ve bu paraya 05.03.2012 dava tarihinden itibaren 08.11.2012 tarihine kadar işlemiş yasal faizinin davacı Ü.. Ş..'e, 17.753,50 TL'nin ve bu paraya 05.03.2012 dava tarihinden itibaren 08.11.2012 tarihine kadar işlemiş yasal faizinin davacı Y.. Ş..'e ...” verilmesine karar verildiği görülmektedir. İcra emrinde de ilamda belirtilen bu miktarların toplamı olarak 37.082 TL asıl alacağın (diğer miktarların yanında) talep edildiği görülmektedir. Dava dilekçesine ekli dekonttan tevdi mahalline belirtilen miktarda paranın yatırılmış olduğu anlaşılmaktadır. Bu paranın ilamın ibrazı ile tevdi yerinden tahsili mümkün olacağından, geçerli bir ödeme olarak kabulü gerekir.Bu durumda, tevdi mahalline ödenen bu miktar asıl alacak için de takibin iptaline karar verilmesi gerekirken bu yöndeki istemin reddi doğru değildir.SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 09.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.