MAHKEMESİ : Erdek İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 21/05/2013NUMARASI : 2012/69-2013/55Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:K A R A RŞikayetçi hakkında yapılan takibin kesinleşmesi üzerine borçlunun taşınmazına haciz konulduğu, borçlunun süresinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda taşınmazın haline münasip olduğundan bahisle haczin kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece yapılan yargılama sonunda istemin kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. Borçlunun, daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi kredi sözleşmelerine dayalı olarak tesis edilmiş zorunlu ipoteklerden olması gerekir. Zira, zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller. Somut olayda; şikayete konu taşınmazın tapu kaydının incelenmesinde, haciz tarihinden önce Türkiye Emlak Bankası AŞ. lehine 30.01.1992 tarihli bir ipoteğin mevcut olduğu görülmekte olup; bu durumda mahkemece anılan banka lehine tesis edilen ipotek akit tablosu getirtilerek yukarıda belirtilen zorunlu ipoteklerden olup olmadığı, ve haciz tarihinde ipotek borcunun ödenip ödenmediği araştırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir. Öte yandan borçlunun bulunduğu yerden daha mütevazi semt veya semtlerde, daha mütevazi koşullarda haline münasip evin değerinin belirlenerek oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekir. Somut olayda borçlunun mütevazi semtte satın alabileceği haline uygun evin değerinin bilirkişi aracılığı ile tespit ettirilip oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 09.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.