Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14591 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 14022 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Aile MahkemesiDAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil, Olmadığı Takdirde Katılma Alacağı... ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde katılma alacağı davasının kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine dair ... 1. Aile Mahkemesi'nden verilen ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARARDavacı ... vekili, dava dilekçesinde belirtilen taşınmaz nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile tapu iptal-tescil, olmadığı takdirde alacak isteğinde bulunmuştur.Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacının davasının kısmen kabulüne, 19.000-TL alacağın karar tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili ile davalı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir(6100 sayılı HMK 33. m). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir.Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden(TMK 229.m) ve denkleştirmeden(TMK 230.m) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının(TMK 219.m) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin(TMK 231.m) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır(TMK 236/1.m). Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur.Artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm(rayiç) değerleri esas alınır(TMK 227/1, 228/1, 232 ve 235/1. m). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir. -//-Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir(TMK 222. m).Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır.Somut olaya gelince; eşler, 14.09.2004 tarihinde evlenmiş, 21.12.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir(TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir(4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Tasfiyeye konu ... parsel sayılı taşınmaz eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 04.05.2009 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır(TMK 179.m). Dosya içeriğine göre davacının ya da davalının kişisel malları ile söz konusu taşınmaza katkıda bulundukları kanıtlanamamıştır. Her ne kadar ... parsel sayılı taşınmazın satışından elde edilen gelirle tasfiyeye konu ... parselin alındığı ileri sürülmüşse de önceki taşınmaz da edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde alınmış olup kişisel mal olduğu TMK'nun 222/son maddesine göre kanıtlanamamıştır. TMK'nun 231 ve devamı maddeleri uyarınca verilecek karara en yakın tarih itibariyle konusunun uzmanı emlakçı bilirkişiye tespit ettirilecek taşınmazın sürüm değerinin yarısı üzerinde talep miktarı da göz önünde bulundurularak davacının davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken kanun hükümleri ve deliller yanlış değerlendirilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda (2) nolu bentte yazılı gerekçelerle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, davalı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle REDDİNE, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 325,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya, 428,85 TL'nin de davacıya iadesine 27.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.