Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14586 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 18268 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi ... ve müşterekleri ile ... aralarındaki katkı payı ve katılma alacağı davasının açılmamış sayılmasına dair .... 6. Aile Mahkemesi'nden verilen 21.03.2016 gün ve 2015/2059 Esas, 2016/376 Karar sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili ile davalı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:KARARDavacılar ... ve ... vekili, davacıların kızları olan Mehtap Hökelek'in ölümü nedeni ile davacılar lehine doğmuş olan mal rejiminden kaynaklanan alacaklarının belirlenmesi amacı ile davalı adına kayıtlı olan malvarlığının tespiti ile davalı adına kayıtlı tüm malvarlığı üzerinde mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle alacağa hükmedilmesini talep etmiştir.Davalı ... vekili, davanın reddine savunmuştur.Mahkemece, davacı vekiline 10.12.2015 tarihli tensip zaptında her bir taşınmazın değerinin eksik olması nedeni ile bu eksikliğin ikmali için HMK 119/d, ğ bentleri gereğince bir haftalık kesin mehil verildiği, kesin mehile ilişkin ihtarlı tebligatın davacı vekiline tebliğ edilmesine rağmen eksikliğin ikmal edilmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş hüküm, davacılar vekili ile davalı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.Mahkemece 10.12.2015 tarihli tensip tutanağının 1.bendinde “Davacı vekiline her bir taşınmazın ayrı ayrı taleplerinin değerinin eksik olması HMK 119/d,ğ, bentlerindeki eksiklik nedeniyle 1 haftalık kesin mehil verilmesine, eksiklik ikmal edilmediği takdirde davanın HMK 119/son maddesi gereğince açılmamış sayılacağının ihtarına, ihtarata ilişkin davetiye çıkarılmasına” denilmiştir. Söz konusu ara kararı uyarınca da aynı tabirleri içeren meşruhatlı davetiye 18.12.2015 tarihinde davacılar vekiline tebliğ edilmiştir. Dosya içeriğine, ara kararı ve davetiyedeki şerhe göre mahkeme hakimi dava konusu taşınmazların değerinin tespiti için davacılar vekiline kesin süre vermiştir. Her ne kadar ara kararında ve davetiyedeki şerhte sevk maddesi olarak HMK'nun 119. maddesinin “ğ” bendinden de söz edilmişse de, açıklamaya göre davacıya dava konusu taşınmazların değerinin tespiti için kesin süre verildiği anlaşılmaktadır. Başka bir anlatımla verilen kesin süre, davacıların talep sonuçlarının açıklanmasına yönelik değildir. Aynı maddenin son fıkrasına göre kesin süreye rağmen yerine getirilmemesi durumunda açılmamış sayılmasına karar verilecek hususlara ilişkin bentler sayılırken “d” bendinde gösterilen dava konusunun değeri sayılmamıştır. Kaldı ki, dava konusu mal varlıklarının gerçek değerini belirleyip bu değer üzerinden harç almak 492 sayılı Harçlar Kanunu hükümlerine göre mahkeme hakiminin resen yapması gereken görevlerdendir. Mahkemece dilekçelerin değişimi aşamasında davacılar vekili tarafından verilmiş talep dilekçeleri göz önünde bulundurularak Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin fiziki ve elektronik ortamda tuttuğu kayıtlardan yararlanarak gerekli bilgi ve belgelerin dosya arasına getirtilip davaya kaldığı yerden devam edilerek iddia ve savunma çerçevesinde uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru değildir.Tüm bu açıklamalar nedeniyle davacılar vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya aykırı bulunan yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.SONUÇ : Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının bu nedenle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına HUMK'nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, ve 29,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden taraflara ayrı ayrı iadesine, 27.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.