Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14538 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 8048 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden davacı ve davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:KARAR Davacılar vekili, 26/12/2012 tarihinde haczedilen menkul malların müvekkiline ait olduğunu, İİK'nun 83/c maddesi gereğince, taşınmaz akit tablosunda yazılı bulunan teferruatın taşınmazdan ayrı olarak haczedilemeyeceğini, yine Türk Medeni Kanun'un 684. maddesi uyarınca tapu kütüğünde mütemmim cüz ve teferruat olarak kayıtlı bulunan makine ve ekipman için menkul haczi yapılamayacağını, icra memuruna haciz sırasında tapu kütüğüne kayıtlı makinelerin ekonomik olarak onlardan ayrı olarak değerlendirilemeyecek elektrik panolarının teferruat olarak kayıtlı olduğu ve menkul haczi yapılamayacağı ileri sürülmüş olmasına rağmen alacaklı vekilinin ısrarı üzerine haciz yapıldığını, borçlu şirketin işbu gayrimenkulünü 22/03/2012 tarihinde sattığını ve bu tarih itibariyle gayrimenkul üzerinde alacaklı olduğunu iddia eden kişi tarafından herhangi bir haciz konulmadığını, haciz sırasında işletmeci firma ...A.Ş.'ye ait vergi levhasının ibraz edildiğini, üçüncü kişi nezdinde yapılan ve borçlu ile hiçbir ilgisi bulunmayan.....A.Ş. adına faturalı sürücü tabir edilen makineye de haciz işleminin uygulandığını iddia ederek davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı alacaklı vekili, teferruatın taşınmazdan ayrı olarak haczedilemeyeceği iddiasının doğru olmadığını, haczedilen malların teferruat listesindeki mallar arasında olmadığının da haciz sırasında tespit edildiğini, haczin borçlu şirketin muvazaalı şekilde faaliyetini sürdürdüğü adreste yapıldığını, şirketler arasında organik bağın var olduğunu ve mülkiyet karinesinin alacaklı yararına olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; davaya konu edilen 11 adet elektrik panosunun, alınan bilirkişi raporuna göre, haciz yapılan taşınmazın tapu kaydına işlenmiş teferruat listesinde yer alan preslerin bütünleyici parçası olup söz konusu preslerin hukuki nitelikçe teferruat vasfın haiz olduğu anlaşılmakla, davacı ....Ltd. Şirketi'nin, elektrik panolarına yönelik haczedilmezlik şikayetinin yerinde olduğu, davacı....AŞ yönünden ise, haciz mahallinde yapılan evrak araştırmasında, borçlu şirkete ait imza sirküleri ve borçlu şirket ortağı ...'a ait avukatlık belgesinin bulunduğu, haczin uygulandığı fabrika binasının borçlu şirket adına kayıtlı iken, 30/01/2012 tarihinde davacı... ...Ltd.Şirketi'ne devredildiği, yapılan işlemlerin muvazaalı olup istihkak iddia eden üçüncü kişi şirketin ortakları ile borçlu şirketin ortakları arasında organik bağın bulunduğu, böylelikle İİK'nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı lehine olduğu , davacı üçüncü kişi tarafından bu karinenin aksinin kesin ve inandırıcı deliller ile ispat edilememiş olduğu gerekçesiyle davacı .....A.Ş.'nin açmış olduğu davanın kanıtlanamamış olması sebebiyle reddine, davacı ...Ltd.Şirketi'nin haczedilmezlik şikayetinin kabulü ile ....7.İcra Müdürlüğü'nün 2012/5654 talimat sayılı icra dosyasında 26/12/2012 tarihinde haczedilen 11 adet elektrik panosu üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmiştir.Hüküm, davacılar vekili ve davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, haczedilmezlik şikayeti ile, 3. kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir.1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı 3. kişi vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, 2- Davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; haczedilmezlik şikayeti kabul edilen davacı .... Otomotiv ...Ltd Şti, davaya konu takip dosyası olan .... 36. İcra Müdürlüğü’nün 2012/9300 Esas sayılı takip dosyasında taraf olmadığı gibi, ipotek alacaklısı sıfatına da sahip değildir. Bu nedenle anılan şirketin haczedilmezlik şikayeti bakımından aktif dava ehliyeti bulunmamaktadır. Bu doğrultuda; davacı ...Ltd Şti yönünden haczedilmelik şikayeti bakımından davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan reddine karar vermek gerekirken anılan şirket lehine haczedilmezlik şikayetinin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu yönden bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı 3. kişi vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 4,00 TL'nin temyiz eden davacılardan alınmasına, 25,20 peşin harcın istek halinde davalıya iadesine, 26.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.