MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi... ile ... ve müşterekleri aralarındaki muhdesatın tespiti davasının kısmen kabulüne dair.... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 11.06.2014 gün ve 275/284 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi bir kısım davalılar ..., ... tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A R Davacı vekili, ortaklığın giderilmesi davasına konu edilen, 218 parsel sayılı taşınmazda bulunan kargir ev ve ahır, 4 adet incir, 2 adet elma, 2 adet kiraz, 1 adet kestane, 2 adet ayva, 1 adet taflan, 2 adet hurma, 3 adet erik, 2 adet çam ağacı ile parseli çeviren 320 metre beton çit, 130 cm yüksekliğinde demir giriş kapısı, söz konusu parseldeki 8 dönüm fındık ağacı ile 634 parsel sayılı taşınmazdaki 9 dönüm fındık ağacı, 225 parsel sayılı taşınmazdaki 10 dönüm fındık ağacı, 281 parsel sayılı taşınmazdaki 20 dönüm fındık ağacı, 280 parsel sayılı taşınmazdaki 8.8820 m² fındık ağacı, 276 parsel sayılı taşınmazdaki 12.250 m²'lik alandaki fındık ağaçlarının kendisine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.Davalılardan ... ve ..., ..., ... cevap dilekçelerinde; dava konusu taşınmazların muris ....' den kaldığını, muhdesatların davacıya ait olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Davalılardan ..., davanın reddini savunmuştur.Diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.Mahkemece, 218 parsel sayılı taşınmazda bulunan 4 adet incir, 2 adet elma, 2 adet kiraz, 1 adet kestane, 1 adet taflan , 2 adet hurma, 3 adet erik, 2 adet çam ağacının, .... Köyü 218 parsel sayılı taşınmazın 8.000 m² lik, .... Köyü 634 parsel sayılı taşınmazın 7.000 m² lik, .... Köyü 225 parsel sayılı taşınmazın 10.000 m² lik, .... Köyü 281 parsel sayılı taşınmazın 20.000 m² lik, .... Köyü 280 parsel sayılı taşınmazın 8.820 m² lik, .... Köyü 276 parsel sayılı taşınmazın 12.250 m² lik alanında bulunan fındık ağaçlarının ve 218 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan keşfe katılan fen bilirkişisi İsmail Şahin tarafından hazırlanan rapora ekli krokide gösterilen ev, ahır ve evi çevreleyen 338 metre beton duvarın davacı ...'na ait olduğunun tespitine karar verilmesi üzerine; hüküm, bir kısım davalılar ...- ...- ...- ...- ... tarafından esas ve yargılama giderleri ile vekalet ücretine hasren temyiz edilmiştir.Dava; muhdesat tespiti isteğine ilişkindir.6100 sayılı HMK'nun 297/2 maddesine göre; hükmün açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak nitelikte olması zorunludur. Hükümde; 1 nolu bendin (A) ve (B) bendinde dava konusu parseller üzerinde bulunan ağaçlardan bahsedilmiş ise de; söz konusu ağaçların hangi ağaçlar olduğu konusunda bilirkişi raporuna atıfta bulunulmadığı için hükmün bu kısmının infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Dava konusu ağaçların hangi bilirkişi raporuna göre hüküm altına alaındığı kararda açıkça yer almalıdır. Bu husus gözetilmeden karar verilmesi hatalı olmuştur. Öte yandan, bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur (4721 s.lı TMK 684/1 m). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK 718 m). 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukuku'nda, muhdesattan, bir arazi üzerinde yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır (TMK 722, 724, 729 m.ler). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez.Ne var ki; çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir.Hükmün 1 nolu bendinin (C) fıkrasında '...davacının ...'na ait olduğunun tespitine...' karar verilmiş ise de; az yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere; mahkemece muhdesatın davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken, muhdesatın davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesi doğru olmamıştır. Yine; hükmün 3 nolu ve 4 nolu bentlerinde ... adlı kişi aleyhine yargılama gideri, harç ve vekalet ücretine hükmedilmiş ise de ; dosya kapsamında yer alan belgelerden ... tapu maliklerinden olmadığı gibi yargılama safahatında da hiç yer almamış ve hüküm başlığına da yazılmamıştır. Bu durumda, davada yer almayan ve tapu maliki olmayan bu şahıs hakkında karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Ayrıca; davalı ...'nun yargılama gideri, karar ve ilam harcı ve avukatlık ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince; dava dilekçesinde dava değeri 10.000 TL olarak belirtilmiş, bu miktar üzerinden peşin harç yatırılmış, keşif sonucunda dava konusu edilen muhdesat değeri belirlenmiş olup, davacının tapudaki payı dışındaki davalıların payına düşen muhdesat değeri üzerinden yargılamaya devam edilmesi gerekirken, bu husus gözetilmemiş mahkemece harç tamamlattırılmamıştır Bu bakımdan, Mahkemece karar tarihi itibarıyla dava dilekçesinde gösterilen 10.000 TL. dava değeri üzerinden avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde harcı tamamlanmamış değer dikkate alınarak davalılar aleyhine fazla avukatlık ücreti hesap edilmesi doğru olmamıştır. SONUÇ: Davalılar ....'nun temyiz itirazları yukarıda gösterilen sebeplerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 164,35 TL peşin harcın istek halinde ... ve ...'na ayrı ayrı iadesine, 131,45 TL peşin harcın ..., ... ve ...'ye ayrı ayrı iadesine, 26.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.