MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARARDavacı 3. kişi vekili, müvekkilinin seramik üretimi yapan borçlu şirketten ürettiği seramikleri satın aldığını, borçlu şirketin fabrika kampüsünde bulunan stok sahasının kiralandığını, müvekkilinin üçüncü kişilere sattığı seramikleri bu sahadan sevk ettiğini, mahcuz seramiklerin müvekkiline ait olduğunu bildirerek davanın kabulü ile haciz işleminin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı-karşı davacı alacaklı vekili, haczin borçluya ait olan fabrika sahası içerisinde ticaret sicilde kayıtlı adresinde yapıldığını, ödeme emrinin de aynı adreste tebliğ edildiğini, malların üzerinde borçluya ait logoların bulunduğunu, davacı ve borçlu arasında organik bağ bulunduğunu belirttiği, karşı dava olarak açtığı tasarrufun iptali davasında ise davacı ve borçlu arasındaki işlemlerin alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik danışıklı işlemler olduğunu bildirerek, asıl davanın reddi ile karşı davanın kabul??ne karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Mahkemece, yapılan yargılama sonunda haczin ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapıldığı, haczedilen seramik kutularının üzerinde, borçlunun logosunun bulunduğu, davacının sunduğu kira sözleşmesine göre, borçlunun adresinde bulunan tüm gayrimenkul ve menkullerin kira sözleşmesi kapsamında olduğu, davacı tarafından bir kısım malların satın alındığı iddia edilmiş ise de bedellerinin ödendiğinin ispatlanamadığı davacı üçüncü kişinin ticari işletmeyi devraldığı ve işletmenin borçlarından sorumlu olduğu gerekçesiyle davacı 3. kişinin açtığı istihkak davasının reddine, davalı alacaklının karşı dava olarak açtığı tasarrufun iptali davasının kabulüne karar verilmiş, karar davacı-karşı davalı 3. kişi vekilince temyiz edilmiştir.Dava, 3. kişinin İİK’nun 96. ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak iddiası ile alacaklının karşı dava olarak İİK’nun 97/17 ve 277.-280.maddeleri gereğince açtığı tasarrufun iptali istemlerine ilişkindir.1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı-karşı davalı 3. kişi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine;2-Davacı-karşı davalı üçüncü kişi vekilinin tasarrufun iptali davasına ilişkin karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Tasarrufun iptali davasının amacı, bir alacağı ödememek için, mal varlığını azaltıcı veya artışını önleyici nitelikte, borçlu tarafından yapılan bir taraflı hukuki işlemler ve fiillerle, borçlunun amacını bilen veya bilmesi gereken kişilerle yaptığı tüm hukuki işlemleri alacaklının alacağı ile sınırlı olarak hükümsüz sayarak işlem konusu mal veya hak üzerinde borçluya aitmiş gibi cebri icraya devam edilerek alacaklının alacağını almasına imkan sağlamaktır.İptal davası, icra hukuku yönünden alacaklıya alacağını tahsil olanağı sağlayan nispi nitelikteki yasadan doğan bir dava olup, tasarrufa konu malların aynı ile ilgisi yoktur. İİK'nun 283/1. maddesine göre, tasarrufun iptali davasını açan davacının tasarrufun iptali davası sabit olduğu taktirde, bu davaya konu teşkil eden mal üzerinde, cebri icra yolu ile alacak miktarı kadar hakkını alma yetkisini elde eder ve söz konusu malın haczedilmesini ve satışını isteyebilir.Davacı-karşı davalı üçüncü kişi vekili tarafından açılan istihkak davasının reddine karar verilmiştir. Davanın reddedilmesi ile, haczedilen mal üzerindeki haciz de kesinleşmiştir. Alacaklı icra takip işlemlerine devam ederek malın satışını isteyebilir. HMK'nun 114/1-4. maddesinde hukuki yarar dava şartı olarak düzenlenmiştir. Hukuki yararın davanın açıldığı tarih itibariyle mevcut olması yeterli değildir. Dava sonuçlanıncaya ve karar kesinleşinceye kadar hukuki yararın devamı gerekir.Mahkemece, üçüncü kişinin açtığı istihkak davasında, davanın reddine karar verildiğinden, davalı-karşı davacı alacaklı vekili tarafından açılan tasarrufun iptali davasında, başlangıçta mevcut olan hukuki yarar ortadan kalkmıştır.Açıklanan nedenlerle, tasarrufun iptali davasının hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, kararın bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı-karşı davalı üçüncü kişi vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı-karşı davalı üçüncü kişi vekilinin tasarufun iptali davası yönünden temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 264,03 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 24.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.