MAHKEMESİ : Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 24/04/2012NUMARASI : 2008/705-2012/218Hazine ile H.. S.. ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 24.04.2012 gün ve 705/218 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Hazine vekili, .. parsel sayılı taşınmazın 1/2'şer payla davalıların murisleri A...M.. ile S... S..adına kayıtlı olduğunu, geldi kaydına göre taşınmazda 3.724 m2 miktar fazlasının bulunduğunu, taşınmazın evveliyatının Rumlara ait olduğunu ve Ankara Antlaşmasına göre böyle yerlerin Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu açıklayarak 3.724 m2'lik kısmın tapu kaydının iptaliyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalılar, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermedikleri gibi yargılama oturumlarına da katılmamışlardır.Mahkemece, 27.12.2005 tarih, 2003/1170 Esas ve 2005/956 sayılı Kararla davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 17.01.2008 tarih, 2007/11876 Esas ve 2008/341 Karar sayılı ilamıyla mahkemece eksik araştırma ve incelemeyle karar verildiği gerekçesiyle hükmü bozmuştur.Mahkemece, bozma ilamına uyularak dava konusu taşınmazın sınırları itibariyle kadastro çalışmaları sırasında uygulanan 1934 tarih 384 sıra nolu tapu kaydının kapsamında kaldığı, dolayısıyla davacının miktar fazlasına ilişkin iddialarının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Yargıtay 1.Hukuk Dairesi'nin 17.01.2008 tarih 2007/11876 Esas ve 2008/341 Karar sayılı bozma ilamında özetle; 26.12.1934 tarih 384 sıra nolu tapu kaydının doğu sınırının ''hali'' göstermesi nedeniyle bu sınırdaki komşu parsellere ait tapu kayıtlarının getirtilerek çekişmeli taşınmazı hangi yönde ve nitelikte gösterdiğinin saptanması, komşu taşınmazların dağıtıma tabi tutulup tutulmadığı, dağıtıma tabi tutulmuş ise sabit olmayan sınırın yönü itibarıyla sabit sınır haline gelip gelmediğinin üzerinde durulması, taşınmazın kadastro sırasında uygulanan tapu kaydının kapsamı dışında kalıp kalmadığının belirlenmesi, kapsam dışında kalması halinde zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olup olmadığının tereddüde yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılması, bu kapsamda 3402 sayılı Yasa'nın 14. ve 17. maddelerinin gözetilmesi, dava konusu taşınmazın tapu kaydının ilk tesisinden itibaren getirtilerek yerel bilirkişi ve tanıklar vasıtasıyla sınırlarının tespiti için zemine uygulanması ve sınırlar hakkında açıklayıcı, doyurucu bilgiler alınması gerektiği belirtilmiş, ayrıca davacı Hazine vekilinin taşınmazın kaçak ve yitik kişilerden kaldığına dair iddiasının yeterince araştırılmadığı ifade edilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de; bozma ilamında belirtilen eksiklikler yerine getirilmemiş, sadece dosya üzerinden yaptırılan bilirkişi incelemesine dayanılarak karar verilmiştir. Bozma ilamı doğrultusunda herhangi bir işlem yapılmadan ve bozma ilamının gerekleri yerine getirilmeden eksik incelemeyle karar verilmesi yeniden bozmayı gerektirmiştir.O halde mahkemece yapılacak iş; yukarıda özetlenen Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 17.01.2008 tarih, 2007/11876 Esas ve 2008/341 Karar sayılı bozma ilamının gereklerinin yerine getirilmesi ve ondan sonra tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek talep hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesinden ibarettir.Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'un 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 07.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.