Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1421 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 12970 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : Balıkesir 2. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 07/03/2013NUMARASI : 2011/1481-2013/253V.. Ü.. ile Sosyal Güvenlik Kurumu aralarındaki mirasın hükmen reddi davasının kabulüne dair Balıkesir 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 07.03.2013 gün ve 1481/253 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar vekili, miras bırakan H.. E..'in 15.09.2008 tarihinde öldüğünü, sağlığında birçok harcama yaptığını ve yüklü miktarda borç altına girdiğini, terekesinin borca batık olduğunu, mirası kayıtsız şartsız reddettiklerini belirterek bu beyanlarının tespit ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili, yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Diğer davalılar ise usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen yargılama oturumlarına katılmamış ve cevap da vermemişlerdir. Mahkemece, terekenin borca batık olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hüküm davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Dava dilekçesi içeriğine göre dava, ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczinin tespiti isteğine ilişkindir (TMK.605/2 m.). Gerek 743 sayılı Medeni Kanun'da, gerekse 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda bu tür uyuşmazlıkların mutlaka Sulh Hakimleri tarafından görüleceği hususunda bir düzenleme bulunmamaktadır. 23.12.1942 gün ve 24/29 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı'na göre, mirasın hükmen reddi davasında görevli mahkeme borç miktarına göre belirlenir. Davanın açıldığı tarihten sonra yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK.'nın Geçici 1. maddesinde “Bu Kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri, Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmaz.” hükmü yer almaktadır. Yine, aynı Yasa'nın 2/I maddesinde “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir” hükmüne yer verilmiştir. Dava tarihinin 23.09.2011 olması dikkate alındığında, hak düşürücü süre koşuluna bağlı olmayan, alacaklının taraf olarak gösterildiği ve terekenin borca batık olduğu ileri sürülerek açılan davada uyuşmazlığın, borç miktarına göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.Görev, kamu düzenine ilişkin olup, Mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması zorunludur. Bu durumda, dava dilekçesinin görev yönünden reddine dosyanın görevli ve yetkili Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş bulunması doğru olmamıştır. Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerindedir. Kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HUMK'nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, 03.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.