Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14146 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18202 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Küre Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 24/01/2013NUMARASI : 2010/75-2013/26A.. U.. ve müşterekleri ile N.. U.. ve M.. U.. aralarındaki muhdesatın tespiti davasının reddine dair Küre Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 24.01.2013 gün ve 75/26 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A R Davacılar vekili; . parselde bulunan 2 katlı ev, müştemilat ve meyve ağaçları ile..ve.. parsel üzerinde bulunan meyve ağaçlarının davacıların murisi E.. U... tarafından yapılmış ve yetiştirilmiş olduğunu, söz konusu taşınmazlarla ilgili olarak ortaklığın giderilmesi davası bulunduğunu açıklayarak davaya konu taşınmazlar üzerindeki muhdesatların davacıların murisi tarafından yapılıp yetiştirildiğinin ve davacılara ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.Davalı N.. U.. vekili;... parseldeki binanın yaşının 50 olarak belirlendiği ancak davacıların murisinin 1946 doğumlu olduğunu, binanın inşa tarihinde davacıların murisinin 18 yaşında olması nedeni ile murisin inşaat için gerekli parayı elde etmesinin imkansız olduğunu, kaldı ki kırsal alanda baba ve dede hayatta iken 18 yaşındaki çocuğun ev yapmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu açıklayarak davanın reddini savunmuştur. Diğer davalı M.. U..; Dava konusu .. parsel üzerindeki evin kaba inşaatının tarafların kök murisi tarafından yapıldığını ancak inşaatın geri kalanını davacıların murisi E..in tamamladığını, evin bitişiğindeki kuruluğun ve 934 parseldeki kavak ağaçları ile 935 parseldeki genç ağaçların davacıların murisi tarafından yapılmış ve yetiştirilmiş olduğunu açıklayarak bu şekilde davayı kabul ettiğini beyan etmiştir.Mahkemece; davacıların eda davası açabilecek iken tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, .. ve.. parsel sayılı taşınmazlar üzerinde bulunan 2 katlı ev, müştemilat ve ağaçların mülkiyetinin tespiti isteğine ilişkindir.Mahkemece, davacıların eda davası açılacak yerde tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de bu görüşe katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki; celp edilen dava konusu taşınmazlara ait tapu kayıtlarının incelenmesi neticesinde, dava konusu .. .. ve .. parsellerin davacı vedavalılar adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Bundan ayrı Mahkeme'ce 26.10.2010 tarihli 1. celse de celp edilerek tetkik edilen Küre Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2005/130 Esas sayılı dosyası ile dava konusu taşınmazlarla ilgili olarak davalılar ile davacıların murisi arasında görülen ortaklığın giderilmesi davasının bulunduğu saptanmıştır. Kaldı ki; anılan dosyaya ilişkin keşif ve bilirkişi tutanakları da iş bu dosya arasına alınmıştır.Hukuki yararı olmak kaydıyla paydaşlar tarafından muhdesatın aidiyetinin tespiti davası her zaman açılabilir. Ortaklığın giderilmesi davası kesinleşmiş olsa dahi satış aşamasında da açılabileceği gibi satıştan sonra da önce tespit davası açılarak olumlu karar alındıktan sonra diğer paydaşlara karşı eda davası niteliğindeki alacak (rücu) davasının açılması da mümkündür. Bu konuda kanuni bir engel bulunmamaktadır. Aksi halde hakkın özünün ortadan kalkması söz konusu olacaktır. Hal böyle olunca, taraflar arasında görülen ortaklığın giderilmesi davası ve onun ardılı işlemler hangi aşamada olursa olsun davacıların bu davayı açmakta hukuki yararının olduğu konusunda duraksamamak gerekir. Yargıtay ve Dairemizin istikrar kazanmış uygulamaları da bu yöndedir. Bu konuda bir kuşkunun olmadığı ortadadır. Bu bakımdan davacıların, mahkemece taşınmaz üzerinde bulunan dava konusu muhdesatların aidiyetinin tespiti hususunda taraf delilleri doğrultusunda gerekli inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Davacılar vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 04.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.